TOPTANCI ZİHNİYET

Beynimizin bazı çalışma prensipleri vardır. En temel prensibi de en az enerji ile en fazla iş üretmektir. Beynimiz yaşamımızın ilk yıllarında adeta deli gibi çalışarak kendine bir program hazırlar. Kendine patikalar kestirmeler ve ve bu kestirmelerin çıktığı ana yollar inşaa eder.

Bunlardan biri de genellemelerdir. Ön yargılarımız da bu genellemelerin bir cüzüdür.

Beynimiz niye genelleme yapar ?

Aynı işler için düşünüp zaman ve enerji harcamamak için. Genellemeler genelde bizim hayatımızı çok kolaylaştırır. Fakat bunun insanı tüketen bir yan etkisi de vardır ki sosyal çatışmaların , savaşların veya dostlukların ve taraftarlıkların üzerinde yeşerdiği zemin bu genellemelerdir. Safımızı belirlerken hiç farkında olmadan bu mekanizmalar devreye girer ve kendimizi bir safta buluveririz. Bu bir at gözlüğüdür ve sadece önümüzü gösterir.  

Şii-sünni diye bir tanımlama işittiğin anda kendini düşünmeden (beyin bunu daha önce düşünmüştür ve hazır düşünceyi çekmeceden çekiverir) bir tarafa ait hissedersin ya da iki taraftan da eşit uzaklıkta.

Bir olayı kişiyi veye bir durumu değerlendirirken bu olayla ilgili hazır kalıplarımız devreye girer ve kafamızda bir tanım belirir. Bundan kurtulabilmenin tek yolu aktif bir zihinle yaşamayı başarmaktır. Aksi halde sürüklenirsin.

Bunları niye anlatıyorum !?

Geçmişte ve günümüzde olup biten pek çok kanlı kansız tantanaların sebebi budur da ondan.

Kişisel gelişim kitapları bizi narsist egoistlere dönüştürür ve boşa zaman kaybıdır ve kötüdür.

Reenkarnasyon yoktur.

Araplar pistir ve kalleştir.

Araplar peygamber soyudur.

Aleviler mum söndü yapar.

Şiiler sapıktır.

Dört hak mezhep vardır.

Atatürk ulu önderdir.

Atatürk masondur.

2.Abdülhamit ulu hakandır.

2.Abdülhamit kızıl sultandır.

Lozan TC nin tapu senedidir ve başarıdır.

Lozan hezimettir.

Almanlar kaybedince biz de yenilmiş sayıldık.

Kaderimizde ne varsa o olur.

Kaderimiz kendimiz yaratırız.

Hain ermeni.

Kahpe yunan.

ÇOrumdan adam çıkmaz.

Türkün türkten başka dostu yoktur.

Vatan kutsaldır bölünemez.

Bu liste uzar da gider. Hepimiz (ben hariç ) bu tür genellemelerle yaşar düşünür ve karar veririz. O yüzden çok kolayca bir insanın ölmesine öldürülmesine veya temel haklarından mahrum bırakılmasına onay veririz. Çünkü bizim için insan bize benzeyendir.

Oysa tabiatta yaratıcı birbirine benzer iki şey yaratmamıştır ve doğa rengarenktir. Bir kuşun sesi diğerine benzemez. Her çiçek farklı kokar. Hiç bir insan ötekine benzemez. Değerli olan farklılıklarımızdır ve güzel olan. Farklıklar olmadan ne doğayı ne de insanı tanıyamayız. Yaratıcı tanışalım ve bilelim diye bizi farklı farklı yaratmıştır.

Hepimizin Amerikalılara benzediği ve ingilizce konuştuğu bir dünya(temsilen) insanlığın en büyük felaketi olur. 

Demem o ki dostlar elimize belimize ve dilimize hakim olalım sevelim sevilelim bu dünya kimseye kalmaz..