HAYATTA ÜÇ ŞEYDEN KORKUN

Bunun yanında cennet ve vaat edilenler hakkında 25 Ocak 1995 tarihinde Sabah Gazetesinden Nuriye Akman ile yapmış olduğu söyleşi de, sanki Allah’ın Özel Kalem Müdürü edasıyla neredeyse cennete giren çıkını kendisi belirlercesine cemaatine top yekün cenneti müjdeliyor;

“Ben cehennemin önünde kollarımı açmış, sel gibi akan insanları durdurmaya çalışıyorum. Sonunda dayanamadım kenara çekildim. Vallahi(!!!) bu cemaatten hiç kimse onların içinde yoktu.”

“Mesela Hareket için tahminlere göre, bütün dünyada 15-20 milyon kadar sempatizanı var. Bunların bütününe birden 'paralel' dediğiniz zaman, 'sülük' dediğiniz zaman bu küfre denk bir günahtır. Onca insandan 'Hakkını helal et' deyip haklarını helal ettirmedikçe, o insanın cennete gitmesi mümkün değildir. Elli tane İstanbul fethetse dahi mümkün değildir. Zaten Allah o kadar şey onlara lütfetmez de..."

17 Ağustos 1999 depreminden sonra Fethullah Gülen ” bu çarpan bir TIR’dı. Arkadan tren geliyor” demişti. Bu depremin sebebini 18 Haziran 1999 gecesi ATV Ana Haber Bülteninde Ali Kırca’nın başlattığı Gülen ve cemaate yönelik aleyhte kampanyaya bağlıyordu. Yakın çevresine, “Ben Amerika’da garip bir yetimim, annem, babam yok, bana sahip çıkan yok. Allah da bana böyle sahip çıkıyor” demişti.

Yukarıdaki satırları itikadi açıdan ehline havale ediyorum. Tıbbi açıdan da hekimlere...

GÜLME, ANLATTIĞIM SENİN HİKAYEN

Erzurum'da bir askeri birlikte er yatakhanesinin tuvaleti tıkanır. Uğraşılır ve tıkanan boru açılır. Bir müddet sonra gene tıkanır. Bu sefer komutan tuvalet giderini söktürür ve bakılır ki borunun içi küçük taşlarla dolu. Hemen akla bu taşları hangi dallama attı diye dellenen komutan soruşturma başlatır. Nihayet taşları atan er bulunur.

-Oğlum ne zorun var taşla doldurdun tuvaleti ?

-Kem küm. Komutanım ben dini bütün bir müslümanım. Okuduğum  ilmihalde büyük abdestini yaptıktan sonra üç taş alın ve bu taşlarla temizlik yapın yazıyor ben de dinin emrine uymak için üç taş alıp tuvalete gidiyor ve temizlik yapıyordum.Mevzu bundan ibarettir der..

------------------------------------------------------------------------------------------------------

Vakti zamanında saygı duyduğu şeyhe bir müntesibi bir karpuz getirir ve afiyetle yiyin efendim der kendi bahçemizden. Bir kaç hafta sonra tekrar dergaha yolu düşen arkadaş sorar ,nasıl beğendiniz mi karpuzu ?

Cevap; henüz peygamberin nasıl karpuz yediğini bulamadım o yüzden yemedim ..

----------------------------------------------------------------------------------------------------------

Sakarya Üniversitesinde hocadır. Bir sohbette şöyle der; Kuranda ki dövme ayetinin hükmünü yerine getirmek için hanımla konuştum şakacıktan bir şaplak attım...

  

VURUN TÜRKÜN KAFASINA

Söylem şu; duvara tosladınız,sığ politikalarınız iflas etti,dünya kıçıyla gülüyor, akrabalarımız orada katledilirken nasıl sessiz kalabiliriz ..vs..

Amerikan siki yemekten orospuya dönmüş kafalara göre yerellik aptallık oleyor.. Biz kim oluyoruz da ABD'ye kafa tutuyoruz. BM'de atıp tuttuk ta ne oldu..

Aziz kardeşim herhalde senin kadar onlar da ABD'nin gücünü hesap edebiliyorlar o kadar aptal değiller.. O kadar aptal olsalardı çoktan Suriye'ye girerlerdi.

İŞİD, ABD'li ve İngiliz gazeteci kılıklı ajanların kafasını kesene kadar bir şey değildi. Ondan sonra birden terör örgütü oldu..

Şimdi olay şu; önce niyet önce ne yapmak istediğini söylersin..Söylemini değiştirirsin ki olaylar da değişmeye başlasın.. Kişisel gelişim metodlarında ilk önce o rahatsız edici durumu yaratan psikolojiden kurtulmak için söylem ve niyet değiştirilir ki hayat ve amel değişsin...

Deli Petro'nun hayat hikayesini okuyun...

Benim öngörüm şuydu yıllar öncesinden (duru görü de diyebilirsiniz; Müştak Baba'nın beyitlerinden yola çıkarak 2015-2018 aralığında Kuzey Irak ile Suriye'nin Türkiye ile birleşeceği savı da benim ön görümü destekliyor) Türkiye ,Irak'taki kürtleri destekleyerek orada bağımsız bir kürt bölgesi inşaasını sağlamalı ve ilerleyen süreçte bu bölge ili gevşek bir federasyon kurulmalıydı. Çünkü ,kürtlerin türklerden başka dostu yok ve şansı da yok..Kürtler ,Türkiye'siz bir bağımsızlık hayal ediyorlarsa fena halde yanılıyorlar.. 

Şunu söyleyim,eğer PKK terörü yaşnrmasaydı bu ülkede şu anda Irak ve Suriye'deki kürtleri korumak için Türkiye taşın altına elini koyardı. Fakat iç politik dengeler açıkça bazı şeylerni yapılmasını zorlaştırıyor..

Arkadaş aylar önce söylemiş miş bakın sonunuda Amerika PKK'ya silah yardımı yapıyor diyor.(Fatih Altaylı oluyor bu arakdaş) Eee derim ben de.. Amerika dünyadaki bütün teröristleri destekler işine yaradığı zaman..Bugün başına ödül koydukları El-Kaidecileri eğiten kendileri değil mi ? Komünistlerle savaşırken iyiydi.

Farkındaysanız  on yıldır milli silah sanayii kurulmaya çalışılıyor. Milli gemi milli tank milli İHA milli savaş uçağı milli askeri uydu milli piyade tüfeği milli askeri teçhizat vs..Cumurbaşkanı boşuna bağırmıyor milli araba milli yazılım diye..

Yani demem şu ; bir yandan söylem değiştirilirken bir yandan da alttan alta bu söylemin eylem altı yapısı oluşturuluyor..Yani Fatih Altaylı'nın üfürmesi gibi o kadar da havaya konuşulmuyor. 

Sanıyor musunuz ki siz Tayyip Erdoğan gece yattığında bunların hesaplarını yapmıyor..

Evet Mısır'da Türkiye İngilizlere kaybetti,Suriye'de Esad'ı deviremedi şimdilik,ABD'nin bölgede cirit atmasına katlanmak zornuda kalıyoruz,İsrail'e henüz diş geçiremiyoruz fakat bunlar şimdilik böyle...Türkiye şunu diyor ama ben bütün bunları değiştireceğim...(yerli Batı uşakları bundan rahatsız tabiki onlar AB ye girelim AB bize girsin derdinde öbürü dünya gücü olma derdinde) 

Bizim yerli İngiliz uşakları da tabi ya kolaydı diyor.. Duvara tosladın diyor.. Battın bittin diyor...

Bir sürü dalyarak ta İngiltere ve ABD'de demokrasi ve özgürlük var sanıyor.. Oralardaki özgürlük nefsaniyete özgürlüktür.. Sisteme karşı çık bakalım ne oluyor ?? Snowden Rusya'ya sığınmak zorunda kaldı. Bu olayı yazan gazeticeler de Brezilya'ya..

Belki Erdoğan'a nasip olmaz ya da bizim kuşağa bilemem ama er ya da geç ABD ve İngiltere bu bölgeden sökülüp atılacak hepmiz göreceğiz bunu yaşarsak..Ne Suud rejimi ne de körfez kumarhaneleri kalacak.. Ne de İsrail...Bunu da Türkiye yapacak kendi milli gücü ve milli silahlarıyla...

Elin ABD'si bunu görüyor ve tedbir alıyor da size ne oluyor Türkiye'li beyazlar...???

Atatürk'ün dediği gibi; GELDİKLERİ GİBİ GİDECEKLER..

KURANDA YAZAN HER ŞEY DİN DEĞİLDİR

Allah'a şükür aklımı kullanmayı taa çocukluk yaşımdan beri biliyorum. Hiç bir zaman körü körüne bir şeye inanmadım ve kabul etmedim. Her zaman araştırmacı birisi oldum kitab ta bunu emreder zaten. 

Kuranı okurken , çerkes etnik kökenli bir türk zihniyetli olarak pek çok şey kafamı kurcalamıştı. Kuranda anlatılan pek çok meseleyi hiç anlamamıştım. Kavramların çoğu bana yabancıydı. Kuran madem tüm insanlığa gelmişti neden benim hiç bilmediğim mevzularda yüzlerce ayet vardı. Bu ayetlerin hiç biri benim günlük hayatıma temas etmiyordu. 

Zamanla tarih bilgim arttıkça tefekkür ufkum da haliyle büyüdü. Bir gün bir şey kafamda dank etti..Kuranda pek çok ayette kölelerden ve cariyelerden bahsediliyordu fakat günümüzde bu kurumlar ortadan kalkmıştı. Peki o zaman bu ayetler ne olacaktı ? Ayetler var diye köleliği ve cariyeliği geri mi getirecektik şeriat ?geldiğinde. (Bugün malesef nato mermer nato kafa pek çok müslüman kitaptaki her ayeti uygulamay çalışmak için köleliğin ve cariyeliğin hala geçerli olduğunu savunur,İŞİD kafası budur.Tarihsel olarak harici kafasıdır bu ). Önümde iki seçenek vardı ; ya bu ayetler o günün şartlarına ve toplumsal değerlerine göre arap toplumuna hitap ediyordu diyecektim ya da hayır kuranda yazıyorsa ne yapalım köleliği geri getirecektik..İkinci şıkkı seçecek kadar ahmak değildim çok şükür ve Kuranı bu gözle okumaya başladım..O zaman anladım ki Kuran bildiğin o günkü arap toplumunun gelenek ve adetlerini muhatap alıyor ve cari anlayışa göre hüküm vazediyordu. Bu benim zihnimde devrim yaptı..Bu, Kuranda demokrasi,devlet,toplumsal düzen,ekononmik düzen arama salaklığından kurtardı beni..

Burada anlatacağım çok şey var fakat yazsam günler sürer zaten de  okumazsınız...

Mustafa Öztürk Hoca'dan aktramayla söylüyorum ; o dönem arap toplumunun cahiliye adetlerinin ve toplumsal göreneklerin % 79,20 si islam geldikten sonra da devam etmiştir, islam % 20,80 tekabül eden adet ve alışkanlığı iptal etmiştir... 

Bunu bir kenara yazın ve tekrar düşünün derim..Kuran çağlar üstü bir kitaptır şüphesiz ama miladi 610 yılında Mekke'de yaşayan arap toplumuna inmiştir ve muhatabı da hicretten önce bu toplumdur. Bu yüzden arapçadır. Medine döneminde işin içine yahudiler dahil olmuştur ve Kurandaki yahidleerle ilgili ayetlerde muhatap Medine yahudileridir. Kuran ,ey müminler dediğinde o dönem müminlerini,ey hristiyanlar dediğinde Necran hristiyanlarını ve ey yahudiler dediğinde Medine yahudilerini kastetmiştir.. Ey müşrik topluluğu dediğinde de Mekke müşriklerini kastettiği gibi. 

Kuranda durum ayetleri çoktur ve o günkü durumla ilgilidir. Bedir ve Uhud savaşını anlatan ayetlerden bir hüküm çıkarmaya kalkmak biraz kitabı anlamamk oleyor.. Düpedüz peyagamberin hanımlarıyla yaşadığı sorunlara yönelik ayetler var..

Kurandaki miras,savaş,ganimet,kölelik,zıhar,ila,haram aylar hatta cennet ve cehennem yaetleri bile o günkü arap zihnine göre anlaşılması gereken ve tarihsel durumu tespit eden ayetlerdir...

Yoksa düz mantık ,allahın eli var ayetini allahın eli var diye anlarsan ve allahın eli mecazdır diyeni kafir ilan edersen kafana bomba atılan bir miiltan olursun ve tarihin ve insanlığın dışında kalırsın...

Allah selamet varsin....

Sözün özü; Kuranda yazan her şey din değildir...Ve biraz tarih okuyun...İyi gelir...

Tarih okumadan ne kitabı.ne cemel'i,ne sıffin'i,ne şiayı ne sünniliği ne de mezhepleri ve tariktaları analayamazsınız..

BENİ YAK KENDİNİ YAK HER ŞEYİ YAK

Canım sıkkın.

Öyle sıkkın ki bağrım soğuk ve ışıksız bir gece gibi donuk ve sessiz...

Şehirlerden yükselen alevler içimi daha da soğutuyor..

İnsanın hiç bir şey öğrenmeden ve ibret almadan cehenneme odun atması taşlaştırıyor beni..Taşlaşmak istiyorum çünkü akıl çaresiz bir tükenişin içinde çırpınıyor,anlam yok,gerekçe yok,izah yok cevap yok..

Akıl bu sıkleti çekemiyor..Ahmaklık ebedi bir akıl katili..Ahmaklar sürüsünü hangi akıl ikna edebilir ben bilmiyorum...

Oğlum dört yaşında,kızınca baba evden git bana yeni bir baba gönder diyor.. Peki oğlum ben gidiyorum deyince bir beş dakika sonra " baba vazgeçtim ben seni çok seviyorum gitme " diyor.

Bu ahmaklar sürüsü bu dört yaşındaki akıldan bile yoksun kendisi için neyin iyi neyin kötü olduğunu bile anlayamayacak kadar aklını yitirmiş..

Çaresizim...Kimse kusura bakmasın ama gazeteci bozuntusu aydın müsveddesi bir takım şahsiyetlerin " bu gençleri anlamamız gerekir bu öfkeyi anlamalıyız hükümetin buna bir çözüm üretmesi gerekir falan filan "  temelli sözleri beni daha da çaresizleştiriyor..

Bir müzeyi,bir kız yurdunu,bir belediye binasını,bir kütüphaneyi,bir okulu,bir marketi,bir esnafın dükkanını,sokaktaki bir arabayı yakan vandalları hangi akılla anlayacağımı da söyleyiversinler...Hangi kalple..Hangi vicdanla..

Kendi şehrini,mahallesini,okulunu ve belediyesini ve kütüphanesini vahşice yakan birini hangi sözlüğe bakarak anlayacağım...

Bu ahmaklığı seyretmek zorunda kalan benim vicdanımın ve aklımın isyanını kim anlayacak peki ???

Bindiği dalı kesen ey ahmak...Uçuruma düşmek üzeresin haberin yok...

Ulan İngiltere, bütün zalimlerin ve ahmakların canı cehenneme...

ENGLAND MADE ME

Yukarıdaki haritada İngilizler tarafından işgal edilen coğrafyaları görüyorsunuz. İngilizler bir dönem dünyanın 1/3 ünü işgal altında tutuyorlardı. Yaptıkları katliamların haddi hesabı yok. Ama bugün bakıyorsun herkes İngiliz hayranı. İngiltere ve ABD deyince akla demokrasi geliyor. 50 sene kaldıkları Kıbrıs'ta bile bizden daha çok seviliyorlar trafik bile soldan akıyor..Bu nasıl bir iş ya ?. Bu nasıl bir göz boyama ustalığı ? Kimsenin burun kanamadan 400 yıl idare ettiğimiz peygamber varisi diyerek el üstünde tuttuğumuz vergi bile almadığımız müslüman arap topraklarında bile bizden daha çok seviliyorlar.. Türkler barbar İngiliz medeni..

Adamlar eski sömürgeleri ile birleşip kendi olimpiyatyarını yapıyorlar(commonwealth) . Dünyanın yarısı ingilizce konuşuyor.. Osmanlının 400 yıl idare ettiği topraklarda Osmanlı ismi küfür olarak kullanılıyor. Sadece Türkler türkçe konuşuyor.. Dillerini,kültürlerini ezberletmişler bütün dünyaya.. 

İstanbul'u işgal eden onlar,Çanakkalede binlerce askerimizi öldüren onlar,Yunanlıları üstümüze salan onlar, başımıza envai çorap ören onlar ama memlekette herkes İngiliz hayranı.. Bu nasıl oluyor yaa.???

Ortadoğnun anasını siken onlar ceremesini çeken biz.. Hesabı ödemek hep bize kalıyor.. Aha gene hesabı bize ödetmek istiyorlar.. 

Suriye ve Irak'ı sanki Türkiye bu hale getirmiş gibi herkes bizden hesap soruyor..

Çıldırdım ya üç gündür.. 

Dünyanın günah keçisiyiz amına koyim...

Her boku ingiliz sıçsın üstüne basan bize kızsın ohh ne ala...

Sikersen seviliyorsun işte...Domalttığını sikeceksin demekki bu dünyada...

ÇİN KOMÜNİST PARTİSİ

Çin Komünist Partisi..

Çin Halk Cumhuriyeti bildiğiniz üzere komünist rejim ile idare ediliyor ve ülkede komünist parti iktidarda..

Çin Halk Cumhuriyeti an itibari ile komünist bir rejimle mi yönetiliyor ? 

Hayır !!!

Aksine kapitalizmin dibine vurmuş durumdalar ve ideolojilerinin tam zıddına ülkesinin işçi halkını Amerikalı ve Avrupalı şirketlerin sömürüsüne sunarak ayrı bir ihanet içindeler. İş güvenliği de hak getire.. Tam bir vahşi kapitalizm ...

Çin'in hala kendisine komünist demesi ironik değil mi?!

Buradan bize geleceğim..Müslüman ülkeler diye bir kavramımız var.

İşte bu müslüman ülkeler denen devletler Çin ne kadar komünist ise o kadar müslüman..

Hac mevsimindeyiz önümüz bayram.. Bakın Kabe'nin etrafında dönen müslümanlara ve Mekke'ye ...Çin komünist partisi üyeleri gibiler..O kadar komünistler..O kadar müslüman ve hacı...

Allah önce kalplerimize bakacak sonra amellerimize.. Allah bizim şeklimize bakmayacak...Biz şekille uğraşıyoruz..

Çin Komünist Partisine üye olsak hayatımızda ne değişecek? Onlar namazsız kapitalistler biz  namaz kılan kapitalistler..

Mekke'ye alışveriş ilsteleriyle giden hacı abiler,Arafat'ta çırılçıplak dursa ne ?! Cep telefonuyla Kabe'de selfie çektirip gelirsin yanına da o kar kalır Hac'dan..

Allah'a yönelen ve dünyayı terke eden,Mikat'ta da nihayet kendini terkeden ve Arafat'ta rabbinin huzurunda esas duruşa geçen bir hacı Zemzem Tower'da oda peşinde koşmaz yürüyen merdivenle say yapmaz.. Allah'a yürüyen bir kul dünyayı geride bırakır zaten...

Hac,mezar ziyareti ve sportik faaliyetten ve nihayetinde bir turistik geziden ibaret..Kıldığımız namaz ne kadar namaz ise yaptığımız hac o kadar hac.. 

Dön dolaş dedikodu yap şeytan taşlıyorum diye birbirinin üstüne basarak müslüman kardeşini ez, önünde ağır ağır yürüyen Malezyalı hacılara biraz hızlı yürüsenize kardeşim diye carla Kabe'nin avlusunda sonra hacı ol..

Allah'a güzel sözler ve takva yükselir...

ERGUVAN AĞACININ DELİLİK HALİ

Ağaçlar,gölgelerinde hayat emzirildiğimiz şahane yaratıklar..Peki ağaçların duyguları var mıdır ?

Ağaçlarda kişilik problemleri yaşar mı ? Deliliğe en yatkın ağaç hangisidir ? Ağaçlar mevsimleri nasıl takip ederler ? 

Malum mevsim güz, yani sonbahar.. Peki bir ağaç ilk bahar ile sonbaharı nasıl ayırt eder ? Edemediği zaman bu ağaca koyacağımız teşhis nedir ? Dengesini yitiren ağaçlara nasıl bir tedavi uygulayabiliriz ?

Son derece yağışlı bir yaz mevsimi yaşadık şükürler olsun ki ..  Geçen hafta sonu da mevsim kış ayarlarını test etti ve ardından tam bir bahar havası yaşıyoruz,sıcaklık 21-25 derecelerde..

İki sabah önce evden çıkıp yürümeye başladım iş yerine doğru. Yıkılıp yerine kocaman binaların dikileceği sitenin köşesine geldiğimde (tam karış çaprazında kalıyor bizim sitenin,umarım güneşimizi kesecek kadar abuk bir bina profili ile karışlaşmayız) incir ve ayva ağaçlarının arasındaki erguvan ağacı birden dikkatimi çekti. Bir şey farkettim gayri ihtiyari olarak ama ne olduğunu anlayamadığım için korteks ile görmek için başımı çevirip tekrar baktım. Gözlerime inanamadım, erguvan ağacı pıtır pıtır erguvani çiçeklerle bezenmiş. Fotoğraf çekebilseydim çekip koyacaktım buraya. Allah allah dedim bu ağacın zoru ne bu mevsim..

Dün Sakarya tarafında Alabalık tesisindeki yemekten dönerken yanından geçtiğimiz bahçelerin birinde çiçek açmış bir ağaç farkettim,evet aynen yola doğru sarkan iki ince dalında bembeyaz çiçekler duruyor..Hızlıca geçtiğimiz için ağacın cinsini seçemedim lakin erik olma ihtimali yüksek. Çiçekler erik çiçeklerine benziyordu.

Farklı iki coğrafyadaki bu iki istisnai örnek (başka ağaçlar var mı bilmem mümkün değil şu anda) beni şaşırttı doğrusu. Bilimsel açıklama peşinde değilim. Sadece o nefis erguvan çiçeklerini ekim ayında görme fırsatı verdiği için köşedeki erguvan ağacına teşekkür ederim. 

Siz de şehirde ya da doğada gezinirken etrafınıza biraz dikkat kesilin bir köşede çiçeğe durmuş bir bahar dalı görebilirsiniz hayretle..