20 Mar 2012

CEMİL MERİÇ VE HAKİKAT NURLARI(GÜZEL İNSAN GÜZEL GÖRENDİR)


Cemil Meriç'in "Upanişadlar Tanrı sensin der insana.Freud ise itsin der.hangisi haklı?" sözü üzerine bi şeyler yazacaktım sonra büyük üstadın kelamının muhteşem güzelliğinden hicap ettim. Üstadın sözü üzerine söz söylemek edepsizlik olur netekim. O sebepten üstaddan dimağlara ışık sözleri aşağıya aktarıyorum. Nur olsun..

-gerici,ilerici. düşünce hürriyeti bu mülevves kelimelerin esaretinden kurtulmakla başlar,düşünce hürriyeti ve düşünce namusu.

-aydın olmak için önce insan olmak lazım.insan mukaddesi olandır.insan hırlaşmaz ,konuşur;maruz kalmaz, seçer.aydın kendi kafasıyla düşünen,kendi gönlüyle hisseden kişi.

-kamusa uzanan el namusa uzanmıştır.

-vatanlarını yaşanmaz bulanlar,vatanlarını yaşanmazlaştıranlardır.

-bütün kur'anları yaksak,bütün camileri yıksak,avrupalının gözünde osmanlıyız;osmanlı yani islam.

-avrupa hastadır.maddeci medeniyet önce tanrıyı öldürdü sonra insanı.

-şuursuz bir büyücü gutenberg! ışığı paçavraya hapsetmiş.yüzyılları kutulara doldurmuş gutenbergin çocukları, peygamberleri işportaya dökmüş,tuğla kadar değeri kalmamış dehanın.eflatun bir sokak kadını gibi her isteyenin yatağına koşuyor.don kişot futbol maçı biletinden ucuz.

-izmler idrakimize giydirilmiş deli gömlekleri.itibarları menşeinden geliyor.hepsi de avrupalı.

-ne batıyı tanıyoruz ne de doğuyu.en az tanıdığımızsa kendimiziz.biz müslümanlığından, doğululuğundan, türklüğünden utanan,tarihinden utanan,dilinden utanan şuursuz bir yığın haline geldik.

-dil düşüncenin kendisidir.allah kelimesini korkuyorsak söylemeye,ortaya ne koyabiliriz ki.

-ve insanlar homeros'un cennetindekiler gibi kucakladınmı kayboluyorlar.hepsi birer gölge.teneke bile değiller.sevgi garip bir yangın.yaşaması için büyümesi gerek.o yangına her şeyini atacaksın; zamanını, gururunu, dehanı. ve kül olacaksın. insanlar ondan korkuyor ve ondan yaşamıyorlar. sonsuz karşısında cücenin korkusu.

-bana hakikati değil,kendini ver.kendini yani rüyanı.olmak istediğin gibi görün, olduğun gibi değil.

Bu lafın üstüne daha söz söylenmez bu da hitam-ı misk olsun. Bana rüyanı ver ne muhteşem bir dilek tanrım. ağlamak istiyorum...

16 Mar 2012

GÖRÜNMEK GÖRMEK

"ETE KEMİĞE BÜRÜNDÜM YUNUS DİYE GÖRÜNDÜM"

Yunus bu sözü söylemiş midir bilmem ama söylemediyse bile böyle bir sözü de ancak yunus söyler yakışır dervişe.

Yunus peygamber balığın karnındayken "ben kendime zulmettim eğer beni bağışlamazsan beni bağışlayacak yoktur senden başka ilah yoktur ve seni tesbih ederim " diye dua eder.

Düşünün ben 50 sene önce yoktum hatta annemle babam evlenmemişti bile.Muhtemel ki 50 sene sonra ölmüş olacağım. Bu aradaki hayatım dediğim süre nedir mahiyet olarak ?

Görünmek ,işte sihirli kelime.Biz görünüp kayboluyoruz ve bu arada gözümüzü kocaman açıp görebildiğimiz kadar çok şey görmeliyiz. Görmeliyiz ki görünür olalım.

Yoksa balığın karnında ayılmak gibi bir şansımız olmaz.

İşte macera; yaratıcıya doğru dörtnala koşmak.

Aç gözünü ve fırla...

9 Mar 2012

ÇIĞLIK



Bu resim Edward Munch'ün çok meşhur "çığlık" isimli tablosu.
Bu resme baktıkça kendi hayatımdan uzun kesitler halinde trajik sahneler geliyor gözümün önüne. Resmin gücü ya da görüntünün diyelim,roman olacak kadar uzun bir metni bir çerçevenin içine sığdırması. Bu resimde böyle benim için film seyreder gibi seyre daldığım çok olmuştur.

Resim olması hasebiyle bir ses duymuyorsunuz ama bu resimdeki adamın çığlıkları yüreğime kadar işliyor sonra çığlıkları kesiliyor sesi boğuluyor sadece bir görüntü olarak hayatımın trajedisinin resmi oluyor. Ömrüm boyunca diyemediğim HAYIR'ların, alamadığım alıp uygulayamadığım kararların,bütün pişmanlıklarımın,boşa harcanmış zamanlarımın,ölüm vakti geldiğinde bu halimle yaşayacağım hiç yaşamamış olduğum gerçeğinin acısının ki acının acısıdır,atamadığım çığlıkların (mutluluktan ya da başka bir duygudan ) toptan hepsinin sessiz çığlığıdır bu. O resimdeki adam benmişim gibi gelir.

Evet bu resim benim kendimle yüzleşmemdir bugün. Ayna olmuş sesime ses olmuştur.

Bugün kabul ediyorum ki ben ; o gün o çocuğu dövemedim korkudan ,gücümün yetmediğinden değil korkudan o atılmamış yumruk (öncesi var tabi bunun ama o gün o yumruğu atsaydım bi güzel pataklasaydım o çocuğu hayatımda çok şey değişirdi eminim),10 yaşında bentte yüzerken beni elle taciz eden arkadaşa çemkirseydim korkudan pısıp kalmak yerine bu suçluluk duygusu bu boyutlara varmazdı eminim, babam öğretmenime o mektubu yazdığında o mektubu yırtabilseydim , hacıköyde sokağa çıkıp dayak yeme pahasına olsa da varlığımı taşıyabilseydim hayata ,sesimin çirkinliğini eleştiren sesi benden de çirkin sınıf arkadaşıma sen kendi sesine bak lavuk diyebilseydim,dedem zorla benim küçük bedenime bastırıp rakibimi üstüme çıkardığında ona tumturaklı bir küfür savursaydım durumu kabul etmek yerine bu satırları yazmıyor olacaktım muhtemelen.

42 yaşına girdiğim bu günlerde hayat amacım ne ? Ben ne yapmak istiyorum ? Ben kimim ? sorularını sorduğumda verebildiğim cevap şu;

Boş satırlar işte cevabım Işık hanımın bireysel çalışmada dediği gibi ne acı bu durum.

Bu boşluğa hayatımın anlamını yazmak artık benim amacım ?

Soruyorum kendime özbenliğime rüya rehberime yüce yaradanıma ; neyi öğrenmem gerekiyor,neyi farketmem gerekiyor ve ne için burdayım ?

1 Mar 2012

ÖZBENLİK-SAHTE BENLİK

İnsanın (sahte) kimliğinin oluştuğu 0-2 yaşlarındaki olayları hatırlamaması ne acayip. Ben hangi ara bu kadar cesaretsiz,isteksiz ve amaçsız olmaya karar verdim acaba ?? Hangi olaylar bu düşünce kalıplarının oluşmasına neden oldu??

SAHTE BENLİK - ÖZBENLİK DİKTATONİSİ

1-Öncelikle şunu tespit ettiğimi belirterek başlıyorum;Sahte benlik fena halde cesaretsiz ve kaybetmeye o kadar koşullanmış ki kendini ifade etmekten ve başarmaktan ödü kopuyor.Ne yapıp edip özbenliğin cesaretle aldığı kararları değiştiriyor. Çok üçkağıtçı asıl beni kaybetmekle ya da dayak yemekle korkutup en sonunda hem kaybediyorum hem de dayak yemişten beter oluyorum.
Bugün düşündüm de içimde nasıl cesur ve parlak fikirleri olan bir girişimci ruh var,fırsatları gören büyük sezgisel akıl sahte benlik müdahale edemediği zaman nasıl bir özgüvenim var ve aldığım kararlar nasıl da doğruymuş (ama uygulamadım).

2-Sahte benliğin şöyle bir bariz özelliği var;içten içe değersiz ve cesaretsiz olduğunu biliyor ya bunu kapatmak için kendisi gibi sahte bir bilgiç ve cesur üst kişilik oluşturmuş ve bu son derece eleştirel.Yıllarca insanları dostlarımı ve kendi özümü kandırıp durmuş. Ahkam kesmeye bayılıyor. Her şeyi bilir her şeyi yapar görünüyor aslında bir sik değil içi boş. Korkuluktan bir farkı yok.

3-sahte benlik duygu ve düşüncelerini açık ve net olarak söylerse acaba karşı taraf ne düşünür diye bir yanılgı içinde. Kendini ifade ihtiyacını bastırıyor bu sebepten. Doğal sonuç isteklerini ifade edemiyor. Sahte benlik hakkı olanı bile isterken suçluluk duyuyor.

Sonuç olarak ;farkına vardığım bu sahte benliğimin özbenliğim üstündeki etkisini kaldırmak çözüme giden ilk eylem.Böylece kendimi gerçekleştirmek ve tam ve bütün olmak.

Soru şu ;ben ne oldu da duygu ve düşüncelerimi bastırırsam güvende olurum kararını aldım?? Bu sorunun cevabını ve çözümünü rüyalarımdan ve rüya rehberimden talep ediyorum. Cevabı sizlerle paylaşacağım bulduğum ya da gördüğüm anda.
(sanırım araba kullanmak ilk eylemim olmalı.iyileşmemi hızlandıracak)