22 Ara 2017

"PERSONA" SURETİN BİR MASKEDİR

C.G.Jung'un arketipleri arasında "persona" kavramı vardır. Persona,toplumun, geleneklerin ve bireyin içsel arketipik gereksinimlerine, beklentilerine yanıt olarak bireyin takındığı maskedir. Genellikle toplum tarafından verilen rollerdir. Maske kullanmanın amacı diğer insanlar üzerinde belli bir etki bırakmak ve gerçek kişilik özelliklerimizi saklamaktır. 
Persona, bir tür toplumsal kişiliktir ve bireyin çevreye gösterdiği yönleridir. 
Sahip olduğumuzla dışa gösterdiğimiz özelliklerimiz genellikle iki uçtur. ( Maske bizim öznel kişiliğimizle karşıttır. ) Bu süreç içerisinde kendimize ait bir çok özelliğimizi kaybederiz. Kendi kişiliğimize zaman içerisinde yabancılaşırız. Eğer ego persona ile katı bir özdeşleşme kurarsa, o zaman ortaya gerçek duygularından çok oynadığı rolün gerçek kişiliği olduğunu sanan bir kişi çıkar.Özerk bir kişi olacağı yerde toplumun bir yansımasından öteye gidemez. 
Personanın geliştiği çekirdek bir arketiptir, ırkın yaşantılarından kaynaklanır. Uygarlaşma süreci içerisinde ve bir toplum içerisinde yaşadığımız sürece personanın takılmaması olanaksızdır. Ancak yine de persona ile tümü tümüne özdeşleşmemek, personanın sakladığı yönlerimizi yakalayabilmek, bu yönlerimizle barışık olmak gerekir. O zaman yabancılaşma sürecini erteleyebiliriz. (bilim ve felsefe kulubü-Jung psikolojisinin ana hatları)

İngmar Bergman'ın "persona" filmi , Jung Psikanalizi okunmadan anlaşılamaz. Bergman'ın "persona"sı ,insanın maskesini sıyırıp kendi özünü bulma arayışıdır. Bunu da baş karakterlerden opera sanatçısı Elizabeth Vögel'i susturarak dener yönetmen. Bir opera sanatçısı sustuğunda geriye kalan kimdir? Bu bize Lynch şah eseri "Mulholland Drive" filminde ,silencio tiyatrosu sahnesini hatırlatır. Oyuncuların playback yaptığı bir tiyatrodur "silencio". 

Dile gelmeyen hakkında susmalıdır (mealen) der Wittgenstein. 

 persona bergman ile ilgili görsel sonucu

persona-bergman

silencio ile ilgili görsel sonucu

mulholland drive-lynch

YEL DEĞİRMENLERİ


YEL DEĞİRMENLERİ
Yaşamak azaptır çok zaman,
Dualara açıldı ağız.
Tükendi dizlerde derman
Akşamı bulamayacağız.
Sürülerini götürdü Beniisrail
Gitmek düştü adamlara.
İmdada yetişti Ebabil,
Kuşlar vurdu camlara.
Geceye, göklere minnettarım,
Mütarekenin verdiği haz.
……………………………………..
Gün doğarken bozuldu tılsım,
Sokakların çağrısı sabah olur olmaz.
Beni kurtaracak biri yok hazırda,
Ölümün takibi henüz çok geriden.
Mihneti esvap gibi geçirip sırta,
Yel değirmenlerine hücum yeniden.
Behçet Necatigil

BOLLİNGEN KULESİ ile ilgili görsel sonucu
Bolingen Kulesi. C.G.Jung bu evi tek başına ve taştan örerek yaptı. Elektrik yok..Kendisi psikoloji bilminin üç atlısından biri olması yanında iyi bir taş ustasıydı da.. Zor olan basit yaşamak derdi..
Çığır açan her bili insanı yel değirmenlerine hücum etmek zorunda kalmıştır...

18 Ara 2017

MODERN DÜNYADA GÜNDELİK HAYAT

"                      Felsefi saflıkla, saflıktan uzak olan gündelik hayatı kesin bir biçimde ayıracak mıyız? Gündelik hayat, bilgelik tarafından yüzüstü bırakılmış, kendi acı kaderine terk edilmiş şey olarak mı düşünülecek? Işıklı derinliğin dünyanın üzerinde parıldamasını engelleyen bir duvar olduğu mu söylenecek? Ya da kaçınılmaz bayağılığın,varlığın arka yüzünün, gözden düşmüş olan hakikatin, “neyse o olarak” hakikate ve varlığa ait olduğu mu söylenecek? Bu dünya bayağılık olarak, pratik bir bayağılık ve bayağı bir pratik olarak var olduğu ölçüde, felsefe ya gereksiz bir şeydir, ya da felsefi olmayan dünyanın dönüştürülmesinin temeli ve başlangıç noktasıdır.
                  Şu halde açık kalan bir tek yol var önümüzde: Ondaki ikiliği, düşkünlüğü ve verimliliği, sefaleti ve zenginliği göstermek için gündelik hayatı felsefeden yola çıkarak betimlemek ve çözümlemek. Bu da gündelik hayatın özünde bulunan yaratıcı etkinliği, tamamlanmamış yapıtı ortaya çıkaracak olan devrimci bir kurtuluş tasarısını gerektirir.
             Öyleyse felsefeden, onun dilinden, en iyi geliştirilmiş kavramlarından yola çıkacak, fakat bunları felsefi olmayan dünya ile karşılaştırmak için spekülatif sistematikleştirmelerden koparacağız; hem felsefecinin yabancılaşmasını hem de kavramsal açıklıktan yoksun olan, körlemesine ve el yordamıyla arayan, çok sınırlı bir varoluş içine hapsolmuş bulunan felsefeci olmayanın yabancılaşmasını eşzamanlı olarak aşmaya çalışacağız. Gündeliklik kavramı felsefeden gelir ve felsefe olmadan anlaşılamaz. Bu kavram, felsefe için ve felsefe tarafından, felsefi olmayanı belirtir. Fakat felsefi olmayanı düşünmenin ve ele almanın tek yolu, bir felsefe eleştirisi geliştirmektir. Gündeliklik kavramı, gündelik hayattan gelmez; gündelik hayatı yansıtmaz; daha ziyade, felsefe adına, onun, olanaklı kabul edilen dönüşümünü ifade eder. Bu kavram yalıtılmış felsefeden değil; felsefe olmayan üzerine düşünen felsefeden doğar; bu ise, kuşkusuz, felsefenin kendisini aşma çabası içinde ulaştığı en üst basamaktır!"
Modern Dünyada Gündelik Hayat/ Henri Lefevbre (insanokur.org tan alıntıdır)