(Yemin olsun ki, insanı biz yarattık. Nefsinin ona neler fısıldadığını da biz biliriz. Biz ona, şah damarından daha yakınız.) Kaf Suresi 16.ayet
(Kullarım sana benden sorarlarsa ben Karîb'im, gerçekten çok yakınım. Dua edenin çağrısına, bana çağırıp yakardığı anda cevap veririm. Hadi onlar da bana karşılık versinler, bana inansınlar ki doğru ve iyiyi bulabilsinler.) Bakara 186.ayet
bu ayetler üzerine düşünmüş kaç mümin kardeşim var? mutlaka vardır . bir düşünen ben değilim bu alemde. lakin inananların kahir ekseriyeti (ulemanında) bu tür soyutlama içeren ayetler üzerine yeterince kafa yormadı. bunun en temel sebebi bilgi eksikliği. fizik alem üzerindeki bilgi eksikliği. biyoloji bilgisi eksikliği fizik bilgisi eksikliği.
islam geleneğinde Allah üzerinde düşünmek yasaklanmıştır. zaten zihin Allah gibi en soyut bir varlık üzerinde düşünemez. ancak tanrısallık üzerinde düşünebilir yani esmaül hüsna üzerinde.
kaf süresi 16.ayette Allah iki veri veriyor. insanın Allah tarafından yaratıldığı ve insana şah damarından daha yakın olduğu. arada bir tanımlama yapıyor ve insanı nefs ve insan olarak ikiye ayırıyor. insana fısıldayan nefs. birkaç yazı önce ortaya bıraktığım soruyu tekrar edeyim insan nedir? ben ve sen nedir ?
şah damarı, boynun iki yanından kalpten beyne doğrudan kan götüren iki atardamarın ismidir.
nefs, hep kötülüğü emreden şeytanlaştırılmış bir soyutlamadır. kime ? insana. insan kim ? nefsi olmayan insan olur mu? ya da insan kaç katmandan oluşmaktadır ?
kaç mümin Allahın ona şah damarından yakın olduğunun farkında ya da doğru soru olarak bu bilginin müminin anlam dünyasında karşılığı nedir?
bakara suresinde Allah bu yakınlığın işlevini de açıklıyor. mümin Allahı çağırdığı anda Allah onunu çağrısına anında karşılık verir.
ne diyordu Müslüm Baba, uzaklarda arama çünkü sen içimdesin taht kurmuşsun kalbime en güzel yerimdesin.
yaratıcıda müminlere aynen bunu diyor, uzaklarda aramayın zira ben ta içinizdeyim..
peki bu ne demek ? kaç mümin bakara 186 yı test etti ? mümin olmasına da gerek yok. Allah mümin demiyor zaten her çağıranın diyor. ben Allah olarak her zaman her çağırdığınızda yanınızdayım o halde siz de benim çağrıma kulak verin.
bu ayetleri deneyimlemiş kaç mümin var ? gerçekten Allahı şah damarında hisseden ? bu soruya " işte Allah bize şah damarımızdan daha yakın ne yapsak ne düşünsek biliyor " gibi cümlelerle iç dünyalarında cevaplayanlar bence biraz daha düşünsünler. Türkiyenin başkenti Ankara demekten farksız bir cevap. Ee derim ben de nolmuş ? Allahsa zaten öyle olması lazım. Allah bize bir malumat vermiyor . bir hali anlatıyor. idrak etmemiz gereken bir hali.
bir de ek bilgi bu ayetleri okurken o devirdeki uzak ve yukarıda olan bir Allah taşavvuru olduğunu akılda tutun. o putlar hep aracı Allahla irtibat sağlayan aracılar. o devrin insanları aşkın tanrı kabulünden dolayı Allahla doğrudan ilişki kuramayacaklarını düşünüyorlardı.
bu tür ayetler hep bu zihniyeti yıkmak için.
yani putperestlik taşta değil zihindeydi..
hadi bakalım hep beraber saksıyı biraz zorlayalım Allahla aramız kaç cm? Arada kaynakçılar var mı? Ancak O'nun kulu olduğumuz idrakinde olup O'ndan mı istiyoruz yoksa arada tabelacılar mı var?
şirki anlayamayan hiç bir kafa müminim demesin?
bir ara günah ve şeytan üzerine de hasbihal edelim...
bu meseleler böyle iki satırla hallolcak işler değil derdimiz bir işaret fişeği yakabilmek. mümkün olsa da uzun vakitlerde gecenin şehadetinde konuşabilsek..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder