23 Ağu 2017

GREV HAKKI VE AKP BELEDİYELERİ

(öncelikle "erdemliler ittifakı ve çekirdek yiyerek zulmü seyretmek" başlıklı yazımın okunması tavsiye edilir.)

1994 İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerinde belediye başkanı oldu Tayyip Erdoğan burun farkıyla aradan sıyrılıp. Seçim öncesi SHP li Nurettin Sözen belediye başkanıydı. tam seçim zamanları belediye işçilerinin grevi yüzünden çöp dağları şehri kaplamıştı. üstüne alt yapı çalışmaları doğalgaz boru sisteminin döşenmesi de eklenince çöp dağlarının yanına kazılmış sokaklar ve susuzlukta eklenmişti. insanlar o yılgınlıkla Refah Partili adayları seçtiler.

Seçimlerden önce hakları için Nurettin Sözen'in kapısını kıran belediye işçileri seçimden sonra sus pus oldu. o dönem için refah bu dönem için AKP belediyelerinde hiç grev yapıldığını duymadım. şu an sadece İzmir'de grev yapabiliyorlar.

irade diye bir şey varsa eğer bu ancak ötekinin alanına yönelik bir eyleme ilişkin olabilir. ötekinin haksızlığa uğramasına ve hakkını aramasına yönelik bilinç ve eylemsel destek ile. toplum birlikte yaşamaksa bu birlikte hissetmekle mümkün. 

çok iyi hatırlıyorum ki 94 seçimi öncesi belediye işçilerinin hak talepleri belediye işçisi olmayan şehir ahalisi tarafından küçümsendi kıskanıldı ve dışlandı ve hak arama talepleri cezalandırıldı. şimdi düşünüyorum da nasıl da zihinlerimiz iğdiş edilmiş. 

şimdi mutluyuz grev yok.insanlar madenlerde topluca ölüyorlar,iş cinayetlerinde her yıl yaklaşık iki bin kişi hayatını kaybediyor, çalışanlar ölmeyecek kadar ücretle hayatta tutuluyorlar, memura yapılan zam enflasyonun yarısı seviyesinde, gittikçe çalışmak çok çalışmak üretmek anlamsız hale getiriliyor..

ama biz aynı sistem tarafından bir önden bir arkadan tecavüz edilen bedenlerimizle hizmete devam ediyoruz..

gezi bence büyük bir umut ve yapabileceğimizin kanıtı olarak orada bir cesaret timsali olarak duruyor..

bugün çalışanlar sistem tarafından kölelik düzeninde çalıştırlıyor,ücretleri ödenmiyor,insanlar topluca KHK larla işten atılıyor ve biz sessizce sıranın bize gelmemesini umarak kenarda bekleşiyoruz..

umursamalıyız birbirimizi .akbank grevi ertelendiğinde bütün banka çalışanları ile birlikte bütün sendikalar ve bütün vicdanlı insanlar olarak sokağa dökülmeliydik..eğer birbirimizin yarasına merhem olamayacaksak birlikte yaşamanın anlamı ne ? (sikerler olağanüstü hali)

akp belediyelerde grev yok !? ne ala ! üstümüzden geçiyorlar matmazel uyanalım..

muhafazakar bilinç itaat kültürü ile tarumar edilmiş halde..o kadar korkutulmuşlarki hak talep edince cehenneme gideceklerinden korkuyorlar ve efendileri de bunu gayet iyi biliyor..muhafazakarlar hayata ve kendilerine ve en önemlisi kavramlara yabancılaştırılmış durumdalar ve bence hiç umut yok..kılıçdaroğlu yürürken ona orta parmağı ile işaret çeken lassa işçileri paralel evrende yaşıyorlar adeta..mankurtlaşmış durumdalar..

vakti zamanında miladi 600 ler civarında yarı göçebe yaşayan ve hiçbir kurumun olmadığı güçlünün güçsüzü çiğ çiğ yediği doğduğun ailenin isminin tüm hayatına hükmettiği sömürünün hak yemenin zirve yaptığı Mekke'de bir avuç vicdanlı insan bir araya gelerek hilful fudul isimli bir dernek kurarlar.sonradan peygamber olacak muhammed'te bu derneğe katılır. sadece vicdanlı değillerdir bu arkadaşlar tabiki kabilelerininde gücü arkalarındadır. asıl gayeleri haksızlığa kim uğrarsa uğrasın haksızlığa uğrayan hakkını alana kadar yanında durmak ve destek olmaktır. hac mevsiminde Mekke'ye gelen gariban bedevinin yanında getirdiği kızını alıkoyar Mekkeninin kodamanlarından biri.(isimleri ve olayın ayrıntılarını siyer kitaplarından öğrenebilirsiniz) .adamcağız kodamanın kapısına dayanır kızını istese de aldığı cevap bu gece benle kalacak yarın alırsın olur. adamcağız çaresiz yüksekçe bir yere çıkarak feryadu figan eder yok mu bir yardım edecek insan evladı der kızıma tecavüz edecek şu evde yaşayan bir kodaman..bizim erdemliler derneği üyelerinden biri duruma şahit olur hemen üyeleri toplantıya çağırır zavallı bedeviyi de tabiki . olayı masaya yatırırlar durumu analiz ederler ve bedevinin haksızlığa uğradığına kanaat getirirler. topluca adı geçen kodamanın kapısına dayanırlar ve kız geri isterler kodaman baştan yok mok desede pabucun pahalı olduğunu anlar ve kızı babasına teslim eder.

evet arkadaşlar eğer haksızlığa karşı tek yürek olmayı beceremez isek kızılarımız ve oğullarımız sistem tarafından tecavüze uğrayacak. kelimenin tam anlamıyla seçim bizim..ne istiyorsak o olacak...  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder