23 Oca 2014

TEHLİKENİN FARKINDA MIYIZ ?

İnsan denen varlık anladık gafil oğlu gafil. İyi de yumurta kapıya dayanmış ve hala gafletteysen bu artık ahmaklıktır.Akılsızlıktır.Çocukluktur.Ne bileyim işte dehşetengizdir yav.

Dün akşam iklim bilimcileri dinledim. Su hayattır deriz geçeriz lakin öleceğimizin de farkında olmadığımz gibi susuzluğunda ölüm olduğunun farkında değiliz.Musluktan su akmayınca ancak o zaman anlıyoruz suyun kıymetini ve su tasarrufunun önemini.

Bilim insanları ana başlık olarak şunları söylüyorlar.

-Ülkemizin bir su politikası yok ve su ile ilgili acil önlem planlarımız yok.
-Buna bağlı olarak bir su yönetim planımız yok. Tarım ve sanayi bazlı su kullanımında müthiş bir israf var bu yüzden.
-Biz sandığımızın aksine su fakiri yarı kurak bir ülkeyiz.Su zengini bir ülke gibi davranıyoruz.
-İstanbulun 2030 yılına kadar su sorununu çözdük lafı yalandan ibaret.İki yıl kuraklığa dayanamayız.Sadece İstanbul değil Türkiye geneli için böyle.
-İklim ve yağış üzerine projeksiyonlarımız yok.Su sadece su değildir.Su tarımdan sanayiye enerjiden balıkçılığa kadar bütün ekonominin baş belirleyicisi.
-En önemli yer altı zenginliği yeraltı su kaynaklarıdır.
-Yerin belli bir metresinin altındaki suların devlet tarafından mutlaka acil durumlar için devreye sokulmak üzere kullanıma yasaklanması gerekiyor.
-Su havzaları özellikle büyük kentlerde geri dönülemeyecek bir yıkımın eşiğinde bulunuyor.Su havzalarını kaybedersek asla yerine koyamayız.Su havzalarının korunması şehrin güvenliğiyle doğrudan ilişkili ve bizim su havzalarından çakıl bile oynattırmamamız gerekiyor.
Yuvacık Barajında su bitmek üzere
-İstanbul su anlamında büyük bir risk taşıyor.Şehrin plansız büyümesi ileride önlem alınmazsa büyük bir yıkıma dönüşecek.
-Şu anda üç büyük kentin su ihtiyacı komşu kentlerin sularından taşınıyor.Bu ileride o bölge insanlarının ya büyük şehirlere göçmesine ya da su çatışmalarına yol açabilir.

Katılımcılar şunun altını özellikle çizdiler;mesela barajlarda şu kadar su kaldı deniyor fakat hala ilerideki bir su kıtlığı için hiç bir önlem alınmıyor ve uygulamaya konulmuyor.Belediyenin seçim falan demeden şehre verilen su miktarını mutlaka azaltması gerekiyor.Ya da su tüketimi ile ilgili bilinçlendirme kampanyaları düzenlenmiyor. En basitinden konutlarda fotoselli muslukların zorunlu hale getirilmesi gerekiyor. Bulaşıkların makinede yıkanması gerekiyor. Çamaşır yıkarken ön yıkama yapmamak gibi basit fakat etkili çözümler var.

Miktad Kadıoğlu dayanamadı ve haykırdı adeta: Ya ben anlamıyorum Kocaelinde onbeş günlük su kaldı deniyor Yuvacık barajında adamın umurunda değil hala şakır şakır arabasını yıkıyor ve kimse su bitmeyecekmiş gibi yaşamaya devam ediyor.İnanılır gibi değil diyor hoca.

Çocuklarımızın geleceğini çalıyoruz farkında değiliz dedi.Devamla da emekli olur olmaz bu şehri terkedeceğim dedi.

Su hayat ve iki yıl üst üste kuraklığa dayanacak kenarda suyumuz yok.Tehlikenin farkında mıyız ?!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder