13 Oca 2014

GÖSTERİ TOPLUMU VE PALYAÇOLAŞAN MÜSLÜMANLAR

"Dünyanın en tehlikeli hali, cehaletin örgütlü eyleme geçme halidir".
                                                                                                    Goethe

Guy Debord'un Gösteri Toplumu isimli mümtaz bir eseri vardır. Bugün okuduğum bir kaç makale bana bu kitabı hatırlattı.Zamanın ruhu aynı kitap yazıldığından bugüne. Gösteri toplumu rüyalarımıza kadar sızdı kaçış yok artık.Bundan kurtulmanın tek reçetesi var,kendi aklımızla hayatlarımızı yaşamak.Buyrun kitaptan birkaç alıntı(alıntılar bana ait değildir ödünç alınmıştır)

"Modern üretim koşullarının egemen olduğu toplumlarda yaşam, uçsuz bucaksız bir gösteriler yığını olarak sunulur. Doğrudan yaşanmış olan her şey, gerileyerek bir temsile dönüşmüş durumdadır. Yaşamın her açısından ayrılan görüntüler, yaşamın bütünlüğünün artık geri getirilemediği ortak bir akımın içinde kaybolup gider. Gerçeğin parçalanmış görünümleri, kendilerini sadece izlenebilecek müstakil, bir sahte dünya olarak yeni bir bütünlük içinde yeniden gruplar".

"Gösteri kendini asla sorgulanamayacak olan geniş ve ulaşılamaz bir gerçeklik olarak sunar. Tek mesajı şudur: “Görünen şey iyidir; iyi olan görünür.” Talep ettiği bu edilgen kabulleniş, görünümler üzerindeki tekeli, herhangi bir cevaba fırsat vermeden ortaya çıkışı vasıtasıyla etkili bir biçimde dayatılmış durumdadır. Gösteri, insanları boyunduruğu altına alabilme yetisine sahiptir. Çünkü ekonomi, onlara zaten tamamen boyun eğdirmiştir. Gösteri, ekonominin bizzat kendisi için gelişmesidir".

“Gösteri kendini, hem bizzat toplum olarak, hem toplumun bir parçası olarak ve hem de bir birleştirme aracı olarak sunar”.

“Gerçek anlamda altüst edilmiş dünyada doğru, bir yanlışlık anıdır.”

“Gösteri, metanın toplumsal yaşamı tümüyle işgal etmeyi başardığı andır” ve “görülen dünya, metanın dünyası” olmuştur. “Gösteri insanları ve silahlarını değil, metaları ve tutkuları över. Bu kör dövüşte her meta kendi tutkusunun peşinden giderek aslında bilinçsiz bir şekilde daha yüce bir şeyi gerçekleştirir: Metanın dünya haline gelmesini ki bu aynı zamanda dünyanın meta haline gelmesi demektir”.

“Gösterinin hâkim olduğu her yerde, örgütlü olan tek güç gösteriyi isteyen güçlerdir. Bu durumda hiç kimse ne var olanın düşmanı olabilir ne de her şeyi kapsayan omerta’yı (suç ortaklığı dayanışması) çiğneyebilir.”

“insanların kendilerini ilgilendiren gerçekleri tartışabilecekleri hiçbir yer yoktur”.

"Medyatik bir statü’ sahibi olmanın, insanın gerçekte yapmaya muktedir olduğu herhangi bir şeyin değerinden çok daha önemli olduğu bir ortamda, bu statünün kolayca aktarılabilir olması; herkesin her yerde aynı şekilde meşhur olma hakkının olması doğaldır”. Ayrıca, bireyin “temsile duyduğu anormal ihtiyaç, burada, varoluşun sınırlarında kalmış olmanın verdiği azap verici bir duyguyu telafi etmektedir.”

“Toplumsal anlam sadece anlık olana, ya da hemen sonra ivedi hale gelecek olana ve her zaman bir başka ivediliğin yerini alana atfedildiğinde, medyanın kullanım biçimlerinin yaygaracı ve sonsuz bir anlamsızlığı garanti ettiği görülebilir”. 

“toplumda tarih ruhunun yaygın bir şekilde unutturulmuş olmayı başarmaktan sağladığı değerli avantaj öncelikle kendi tarihini örtbas etmektir”.

“tarih üzerine düşünmek, aynı zamanda iktidar hakkında düşünmektir”


Buradan müslümanlara gelirsek,bugün yaşanan şey müslümanların palyaçolaşmasıdır. Müslümanları zihinsel engelli konumuna getiren gelenek,cemaat ve mezhep anlayışı müslümanlığı bir kimlik olmaktan çıkarmış bir maske haline dönüştürmüştür.Müslümanlar gösteri toplumunun en acınası aktörleri konumundadır.Hidayet kapısının rehberi olan kitabından bihaber okuma yazma bilmeyen bir yığın halindedir müslümanlar malesef. Dün gece kandildi,dün gece yaşananları bir gözlemlerseniz oturup ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz. Bugün müslümanlık müslüman olarak görünme telaşıdır. Kandil mesajı atmak dini bir vecibe gibi algılanmaya başlanmıştır.(daha detaylı bir okuma için Atasoy Müftüoğlu yazısı). Bugün sakal bırakmak,sarık sarmak ve cüppe giymek(çarşaf kadınlar için) müslüman olmanın şartı gibidir bazı topluluklar için. İslami ahlak tümüyle gündem dışıdır ve onun yerini cemaat/mezhep/gelenek taassubu almıştır.Müslümanlar hakikati yitirmişlerdir. Tarihe ve dünyaya söyleyecek hiçbir sözleri yoktur bugün.Müslümanlar kapitalizmin ve postmodernizmin dalgaları arasında savrulmaktadır ve İbn-i Haldun'u anlamayı bırak okumaktan bile acizdir. Bu topluluk kendini anlamaktan acizken dünyayı ve tarihi anlayıp nasıl düşünce ve aksiyon üretsin.

Not:Truman Şov filmini bir daha izlemenizi salık veririm.Hepimiz bu şovun içindeyiz ve hepimiz Trumanız.Bİr reklam filminde gibiyiz.Dekoru delmeden gerçeği öğrenemeyceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder