31 Oca 2014

ELMALI KURABİYE VE KOKOREÇİN USTASI-İZMİRDE Kİ LEZZET DURAKLARI

Dün bir duruşma için İzmir'deydim ve bu sefer gitmeden biraz araştırma yaptım.Daha önce defalarca gitmiş olmama rağmen genelde sallapati gider ve iç güdülerime göre plansız dolanırdım.Bu sefer havaalanından adliyeye gidişe kadar,nerede ne yiyeceğimden dönüşe kadar her şeyi planladım sadece plan dışı olan kahvaltı yaptığım mekanda keşfettiğim lezzetler oldu.Reyhanın lezzetlerini tatmışlığım,Yenice lokantasında yemişliğim,Kemeraltındaki lezzet mekanlarını keşfetmişliğim ve gecenin bir vakti sokaklarda ekmek arası yemişliğim vardı. Çöp şişi de unutmayalım onuda tattım.Bu sefer amacım özel lezzetleri bulmak ve tatmaktı ve hedefe kokoreçi koyarak İzmir'e gittim.

 Duruşma çıkışı kahvaltı yapmak ve çay içmek için bakınırken şık ve cafcaflı mekanı mı yoksa mütevazi mekanı mı tercih edeyim ikilemiyle karşı karşıya kalınca mütevazi olanı seçtim. İzmir Adliyesinin ek binasının hemen yanında Çıtır Unlu Mamülleri var. Hava İstanbul'a kıyasla yaz havası olmasına rağmen içeri oturdum.İçerde de mekan kadar mütevazi bir kızımız servis yapıyordu. Hedefim kokoreç yemek olduğundan niyetim açlığım bastırmak ve çay içmekti. O yüzden sadece bir poğaça ve bir börek sipariş verdim. Açıkçası çok bir beklentim yoktu hele havaalanındaki yediğim berbat poğaçadan sonra biraz da korkuyordum.(İzmir'in kahvaltı mekanları ve kahvaltılık ürünleri genel olarak İstanbuldakilerden üç gömlek üstündür. İzmirdeki poğaçalar,börekler,gevrekler(simit) ve İzmir'in meşhur boyozu sizi hayal kırıklığına uğratmayacak bir standarttadır ve gözünüz kapalı herhangi bir yerde kahvaltı yapabilirsiniz.Ha Reyhana giderseniz muhteşem bir ziyafet çekersiniz o da ayrı) Masama oturdum servis geldi.Poğaçadan başladım.Peynirli ev poğaçası. Gerek hamuru gerekse içindeki peyniri bakımından iyiydi. Havaalanındaki hezimetten sonra ise muhteşem geldi. Yiyebileceğiniz iyi bir poğaça nasıl olması gerekiyorsa o kadar iyiydi. Sonra böreğe geçtim.Börekte gayet iyi pişmiş hamuru ,içindeki peynir ve peynir oranı herşey yerli yerinde. Ağzınıza kesinlikle bir yağ tadı gelmiyor. Dedim ya kokoreç yeme planlarım dolayısıyla kendimi tuttum yoksa götürürdüm yani üç-beş. Çayı yeni demlediklerinden  çay böreğe yetişti.Çayda gayet güzel. Kokusu,suyunun rengi ve tadı yerli yerinde. Kahvaltımı bitirip çıkarken kız ; abi fırından yeni elmalı kurabiye çıktı severseniz bir tane ikram edeyim dedi. (Elmalı kurabiye benim en sevdiğim kurabiyedir bayılırım. ) Elmalı kurabiyeyi ağzıma atmamla Mehmet Yaşin'in tabiriyle damağım çatladı. İşte bu dedim. EVET BU ELMALI KURABİYE  BENİ UÇURDU.Yediğim en muhteşem kurabiyeydi bugüne kadar. On numara bir lezzet. Fiyatları ise çok ucuz.Poğaça 35 krş,börek 75 krş. Dönüşte Çıtırdadaki bütün elmalı kurabiyeleri aldım. yaklaşık bir kilo kurabiyeye 9 lira ödedim.Oraya sırf kurabiyesi için giderim yani.

Oradan ayrılıp asıl hedefim olan kokoreç yemek için yola koyuldum. Ben yürüyerek gittim adliyeden hem biraz acıkmak hem biraz gecikmek için hem de yürümeyi ve yürürken yeni keşifler yapmayı severim.Bir şehri öğrenmenin yolu da o şehri gezmekten geçer. Hedefim Asım Usta. Çamdibinde Burak reis caddesi 194 numarada yaklaşık elli senedir işini keyifle yapan bir kokoreç dahisi Asım Usta. Mekan köşede küçücük bir büfe gibi. Hava güzel olduğundan sokakta oturup yiyebileceğiniz ufat tabureler ve masalar var. Ben gittiğimde saat ikiye geliyordu. Yanımda oturan adamın demesi yemesi bir şey değil gelmesi mesele bunun dedi. Talebe yetişmek için üç şiş kokoreçi aynı anda pişiriyor Asım Usta. Kokoreç közde pişiyor. Hattta alev alev bir közde. O yüzden siz öğlen saati gitmeyin rahat rahat yiyin derim. Bu yüzden bana gelen kokoreçin üstten biraz yanmışlığı var.Tek kusuru da buydu.

Usta iş başında
İstanbul'da kokoreç yemeye alışanlara kötü haberim var.İzmir'de (Asım Usta olması şart değil) kokoreç yerseniz İstanbul'Da biraz zor kokoreç yersiniz.İzmir'de kokoreçe dometes ve biber konmuyor iyiki de konmuyor.Ben domates düşmanıyım et söz konusu olduğunda.Asidik tadıyla içine girdiği her şeyin tadını bastırıyor domates. 

Asım Usta acılı ya da acısız istemenize göre hazırlıyor kokoreçleri. Acısız isterseniz sadece kimyon koyuyor acılı isterseniz kimyon ve acı biber tozu serpiyor.

İlk önce yarım ekmek arası sipariş verdim yanına da ayran söyledim. (burada bir şeyin daha altını çizeyim İzmir'de kokoreç iri kıyım geliyor.İstanbuldaki gibi talaşa çevirmiyorlar. İstanbulda azıcık kokoreçi domates,biber ve tonla baharatla karıştırıp kıymaya çeviriyorlar. İğrenç yani.Vedat Milor'un demesiyle bizi kandırıyorlar. O yüzden denk gelirse birisi ısmarlarsa  yiyorum kokoreç İstanbul'da.) Ekmek bildiğimiz ekmek onda bir numara yok,numara ekmeğin içindekinde. Kokoreç İstnabul'daki gibi sacda yapılmıyor,şişten doğrudan ekmeğin içine.Ekmeğin içinde irice kıyılıyor Usta tarafından.(kısaca İstanbul'da kokoreç falan yapılmıyor yani,kazıklanıyoruz burada). Ekmeğin içi dolu dolu yanlarından taşıyor hatta. Hayal kırıklığı yok gerçekten mükemmel bir kokoreç,lokum gibi.Bir çırpıda yiyorum yarım ekmeğimi. Gerçek bir test için tabakta söylüyorum.(tabak dediysem lafın gelişi yağlı kağıdın üstünde servis ediliyor ) bu sefer yanına şalgam istiyorum.Bir on dakika sonra tabakta geliyor sade üstünde sadece kimyon serpilmiş olarak. Şalgam suyu ile beraber lezzet lokmalarını mideye indiriyorum. Üstüne biraz tuz o kadar. Bağırsak değilde adeta tandır yiyormuşum gibi gerçekten enfes. Gözünü kapatıp birine yedirirsen yer yani tandır niyetine. Ağızda eriyor adeta. Sütle terbiye ediyormuş usta diyorlar.Yiyecek yerim olsa bir tabak daha götürürüm yani. Ambiyans tek yıldız ama lezzet ve fiyat beş yıldız.İstanbul'da benim bildiğim bir tek Apikte bu ayar bir kokoreç yeme şansınız var.Bilmediğim yerler kusuruma bakmasın. Şampiyonmuş,Mercanmış falan hikaye.Onların yaptığı kokoreç ise Asım Ustanın yaptığına ne diyeceğiz bilmiyorum.

tabakta kokoreç
Benim tavsiyem tabakta sipariş verin ve şalgam suyu için gerçek lezzet için. Bu arada İzmirde sokakta arabayla kokoreç yapanlardan da gönül rahatlığıyla kokoreç yiyebilirsiniz  ya da başka herhangi bir yerden İstanbuldakiyere on basar. Şunu anladım ki İstanbulda yeme içme işi plastik bir hal almış. Kuyruk yağsız kebaplar,lezzetsiz otlar ve yeşillikler,çiftlik mahsülü talaş gibi balıklar insanlar tarafından yüksek ücretler ödenerek yeniyor ve bir allahın kuluda yav bize ne yediriyorsunuz demiyor. Iyy kuyruk yağlı kebap mı olur kokuyor ayol. Arkadaşım kokuyorsa zorla değil yeme,yeme,yemeyin. Sizin zevksizliğiniz yüzünden hayatın tadı kaçtdı.Ağız tadıyla yemek yiyecek yer kalmadı neredeyse. Ramizin fabrikasyon beş para etmez köftelerini ayıla bayıla yiyen zevksiz şehrim insanına ne anlatıyorsam ben de. Ramizinki köfteyse ben de altın sıçıyorum. İnsan bu kadarda yediğniden anlamaz mı kardeşim. Lüküs bir lokantada kösele pişirsen yer bunlar ,fransız usulü dana kayış.Dalyarak sürüsü. Dünyanın en berbat insan tipi;parası olup zevksiz olan insan tipi.

Neyse gerçek kokoreç yemek isteyen İzmir'e gitsin.Asım Usta sana Allah uzun ömür versin.Böyle devam et..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder