1 Mar 2018

AKLI KARIŞIKLAR İÇİN KILAVUZ

    “Ne yapmalıyım?” veya “Kurtulmak için ne yapmak gere­kir?” gibi sualler garip suallerdir, çünkü sadece araçlarla değil amaçlarla ilgilidirler.  “Ne istediğini kesin olarak söyle bana,ona nasıl erişeceğini sana söyleyeyim” gibi hiçbir teknik cevap yeterli değildir. Bütün mesele şudur: ben ne istediğimi bilmiyo­rum. Belki bütün istediğim mutlu olmaktır. Ama “Mutlu olmak için neye ihtiyacın olduğunu söyle, o zaman sana ne yapman ge­rektiğini söyleyebilirim” cevabı, bu mükerrer cevap, yetmiyor,çünkü ben mutlu olmak için neye ihtiyaç duyduğumu bilmiyo­rum.  Belki biri diyebilir ki: “Mutluluk için hikmete ihtiyacın var” —iyi ama, hikmet nedir? ‘Mutluluk için, seni hür kılacak hakikate ihtiyacın var”— peki, bizi hür kılacak hakikat nedir?
Onu nerede bulabileceğimi bana kim söyleyecek? Ona gitmek için kim bana rehberlik edecek veya en azından ilerlemek zo­runda olduğum yönü kim gösterecek?
    Bu kitapta dünyaya bakacak ve onu bir  bütün olarak görme­ye çalışacağız. Bunu yapmaya bazen felsefe yapmak deniyor,felsefe ise hikmet sevgisi ve arayışı olarak tarif edilmiştir. Sokrat diyordu ki: “Hayret, filozofun duygusudur ve felsefe hayretle başlar.” Başka bir yerde: “Hiçbir tanrı, filozof veya hikmet arayıcısı değildir, zira o zaten bilgin (hikmet sahibi)dir. Cahil­ler de hikmeti aramazlar; cehaletin kötülüğü burada yatar işte,ne iyi ne de akıllı olan gene de memnundur hâlinden.”
    Dünyaya bir bütün olarak bakmanın bir yolu bir harita ara­cılığı iledir, yani, çeşitli şeylerin nerede bulunacağını gösteren bir tür plan veya çerçeve —herşeyi değil tabii, zira bu, haritayı dünya kadar büyütecekti; sadece yerleşim için en göze çarpan,en önemli olan şeyler: atlayamayacağmız veya atladığınızda si­zi bütünüyle şaşkınlık içinde bırakacak önemli sınır işaretleri.Bir  soruşturma  veya  incelemenin  en  önemli  bölümü  başlangıcıdır. Sıkça işaret edildiği gibi, eğer yanlış veya yapay bir başlangıç yapılmışsa, araştırmanın daha sonraki aşamaların­da en güçlü yöntemler kullanılsa bile bunlar durumu asla kur­taramayacaktır.
    Harita-yapma, yüksek derecede soyutlama kullanan deneysel bir  sanattır, fakat gene de ‘kendini-terk’e yakın bir şeyle gerçekliğe tutunur. İlkesi bir bakıma ‘Herşeyi kabul et; hiçbir şeyi reddetme’dir. Eğer bir şey orada ise, herhangi bir tür varo­luşa sahip ise, insanlar ona dikkat ediyor ve ilgileniyorlar ise o şey haritadaki  uygun  yerinde  belirtilmelidir.  Harita-yapma felsefenin  bütünü  değildir,  tıpkı  bir harita  veya  kılavuzun coğrafyanın bütünü  olmadığı  gibi.  Sadece  bir başlangıçtır  —bugün insanlar ‘Bütün bunlar ne demek?’ veya ‘Hayatımı ne yapmam bekleniyor benden?’ diye  sordukları zaman yokluğu anlaşılan başlangıç. Benim haritam veya kılavuzum dört Bü­yük  Hakikat’in kabulüne  dayandırılmıştır—nerede bulunur­sanız bulunun görebileceğiniz kadar göze çarpan, her yanı kap­layan işaretler gibi; eğer onları iyi tanırsanız, onlar sayesinde her zaman yerinizi bulabilirsiniz,  ama tanıyamazsanız, kay­boldunuz gitti.
    Denebilir ki kılavuz ‘İnsanın dünyada yaşadığı’ hakkında­dır. Bu basit ifade şunları araştırmaya ihtiyaç duyduğumuzu göstermektedir:
1. ‘Dünya’;
2. ‘İnsan’—onun dünya’yı karşılayan donanımı.
3. ‘İnsanın dünya hakkında bilgi edinme yolu’; ve
4.  Bu dünyada ‘yaşama’nın ne anlama geldiği.

( E.F.Schumacher- Aklı Karışıklar için Kılavuz-Çev.Mustafa Özel İz Yayıncılık.sayfa 20-21-22 Docplayer.biz.net adresinden yararlanılmıştır)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder