(burada ceza hukuku bağlamında bir tartışma yapmıyorum bir yönüyle beyin-irade ilişkisini anlamaya çalışıyorum)
Charles Whitman. gelecek vaat eden çok zeki bir mimarlık öğrencisi. bir gün(1966) texas üniversitesinin kulesine çıkar ve kuleden rastgele ateş etmeye başlar.14 kişiyi öldürür sonunda kendisi de öldürülür. eve giden polis Whitmanın anne babasının cesetleriyle karşılaşır. Whitman kuleye gitmeden önce evde başlamıştır cinayetlerine. polis Whitman tarafından yazılan bir mektup bulur evde, mektupta Whitman"beyninde garip sesler duyduğunu,birisinin içeride kendisiyle konuştuğunu ,bunu kontrol edemediğini ve içinde durduramadığı bir şiddet eğilimi olduğunu ve beyninin incelenmesini" istemektedir. otopsi yapılır ve Whitmanın beyninde,talamus ile hipotalamusun altında bir tümör bulunur.
Whitmanın cinayetlerinin sebebi bu tümördür.
Bir tümör ya da bazı kimyasalların azlığı ya da çokluğu beynimiz üzerinde etki eder mi?
annem glioblastoma nedeniyle öldü. onun adım adım ölüme gidişinde beyin fonksiyonlarının insan bedeni üzernide nasıl etkileri olduğunu gözlemledim. beyindeki nöronlar birbiriyle konuşmuyor ya da birbirlerinin dediklerini anlamıyorlarsa sen tuhaf tuhaf davranmaya başlıyorsun. yani beyin kimyanın işleyişinden ibaretsin.
şimdi gelelim sorumuza ; o halde irade dediğimiz şey nedir? kararlarımızı nasıl alıyoruz?
sinirbilim bize bugün şunu söylüyor: beyinlerimiz parmak izlerimiz gibi eşsiz ve biz dürtüsel canlılarız. üzerinde hiç hakimiyetimiz olmayan bir bilinçdışımız var. bilinc ile bilinçdışı arasındaki ilişkiyi tam olarak bilmiyoruz.
bebeklikten itibaren beynimiz içine doğduğumuz ortamdan alınan veriler ve içine doğduğumuz dilin şekillendirmesi ile çok hızlıca nöron ağlarını örüyor ve trilyonlarca bağlantı yapıyor. zamanla kullanılmayan bağlantıları iptal ediyor.bu sürece bilinçli olarak müdahale etme imkanımız yok.
ergenlikle birlikte beynimiz hormon sağanağına da tutuluyor bilinç dediğimiz şeyde bu yaşlarda şekillenmeye başlıyor . neredeyse on yaşına kadar tümüyle bilinçdışımızın kontrolündeyiz. zaten hukuk 18 yaşına kadar bizi bilinçli bir birey olarak kabul etmiyor.
irade dediğimiz şey tüm bu yaşanmışlıklardan bilinçdışımızın oluşturduğu kodlar. karar verirken farkında olmadan bu kodlar üzerinden algoritmamızı oluşturuyoruz. yani irade dediğimiz şey bilinçdışımızın bilincimize fısıldadıklarından ibaret.
yani hepimizin Whitmandan pek bir farkımız yok. kuleye çıkıp sağa sola ateş etmememiz tamamen durumsal. bizim normal dediğimiz , bilinçdışılarımızın ortak hareketinden ibaret yani durumsal ontolojik değil.
herhangi bir erkeğin beyninde östrojen hormonu artışı o kişiyi önlenemez şekilde kadın vücuduna doğru evirir tersi de öyle. kadınık ve erkeklik tabiki bundan çok daha fazlasıdır o bahsi diğer.
psikolojik rahatsızlıkların tamamının beyinle organik bir ilişkisi vardır.
özetle Whitmanın cinayetleri iradi değildir lakin hukuk günümüzde bu tür eylemleri cezalandırmaya devam ediyor. Nörohukuk çok yeni bir kavram.
Zimbardo ve milgram deneyleri bize göstermiştirki insan iradi bir varlık değildir.
Özgür irade bir illüzyondan ibarettir.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder