13 Eki 2014

BENİ YAK KENDİNİ YAK HER ŞEYİ YAK

Canım sıkkın.

Öyle sıkkın ki bağrım soğuk ve ışıksız bir gece gibi donuk ve sessiz...

Şehirlerden yükselen alevler içimi daha da soğutuyor..

İnsanın hiç bir şey öğrenmeden ve ibret almadan cehenneme odun atması taşlaştırıyor beni..Taşlaşmak istiyorum çünkü akıl çaresiz bir tükenişin içinde çırpınıyor,anlam yok,gerekçe yok,izah yok cevap yok..

Akıl bu sıkleti çekemiyor..Ahmaklık ebedi bir akıl katili..Ahmaklar sürüsünü hangi akıl ikna edebilir ben bilmiyorum...

Oğlum dört yaşında,kızınca baba evden git bana yeni bir baba gönder diyor.. Peki oğlum ben gidiyorum deyince bir beş dakika sonra " baba vazgeçtim ben seni çok seviyorum gitme " diyor.

Bu ahmaklar sürüsü bu dört yaşındaki akıldan bile yoksun kendisi için neyin iyi neyin kötü olduğunu bile anlayamayacak kadar aklını yitirmiş..

Çaresizim...Kimse kusura bakmasın ama gazeteci bozuntusu aydın müsveddesi bir takım şahsiyetlerin " bu gençleri anlamamız gerekir bu öfkeyi anlamalıyız hükümetin buna bir çözüm üretmesi gerekir falan filan "  temelli sözleri beni daha da çaresizleştiriyor..

Bir müzeyi,bir kız yurdunu,bir belediye binasını,bir kütüphaneyi,bir okulu,bir marketi,bir esnafın dükkanını,sokaktaki bir arabayı yakan vandalları hangi akılla anlayacağımı da söyleyiversinler...Hangi kalple..Hangi vicdanla..

Kendi şehrini,mahallesini,okulunu ve belediyesini ve kütüphanesini vahşice yakan birini hangi sözlüğe bakarak anlayacağım...

Bu ahmaklığı seyretmek zorunda kalan benim vicdanımın ve aklımın isyanını kim anlayacak peki ???

Bindiği dalı kesen ey ahmak...Uçuruma düşmek üzeresin haberin yok...

Ulan İngiltere, bütün zalimlerin ve ahmakların canı cehenneme...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder