Geldik gene güzel ülkemin pek az düsünen halkinin temcit pilavi olmus mevzularindan birine: EVRIM.
Bu denli aptalca evrim karsitligi cumhuriyetle birlikte gelisti esas olarak. Bunun arka planinda 19.yy pozitivizmine karsi inanclarini koruma refleksine kapilan müslümanlarin tavirlari temel olusturur. Zaten darmadagin olmus olan (her anlamda) müslümanlar inaandiklari dinin ve tapindiklari Allah'in ellerinden kayip gidecegi korkusuyla kör bir aptalliga savruldular. Oysa evrim teorisini Darwin kadar derli toplu olmasa da ilk olarak müslüman bilim insanlari ortaya attilar. En son Erzurumlu Ibrahim Hakki'nin Marifetnamesi evrim teorisini tane tane anlatmistir 18.yy da.
Bilimsel düsünme metotlariyla ilerleyen her fani insanin varacagi yer evrimdir. Kacinilmaz olarak. Bunu yaraticili ya da yaraticisiz olarak tartismak bilimsel degil ideolijiktir ve bilimsel acidan hicbir önemi yoktur. Zira bilim Nicin ? sorusuyla degil Nasil ? sorusuyla ilgilenir.
BU satirlarin yazari da cahil caglarinda ayni aptal teraneyi tekrarlardi marifetmis gibi.
Düsünmeyi ögrenmeden evrime karsi olan aptal müminleri ikna etmenin imkani yok.
Mesela sunu sorsan o mümin kardesime ; Adem ve Havva Cennet'ten cikarildiginda dünyaya parasütle mi indiler ?
Insan Süresinin ilk ayetini uzun uzun bir tefekkür etsinler Ankebut 20 yi ya da..
Gerci bunlar bile o saplantili aptalligi ortadan kaldiramaz. Kafasinda evrimi kabul ederse hasa Allah'i devre disi birakmis olacagi ve kafir olacagi korkusu olan bir kisiyi korkusundan kurtarmadikca asla ikna edemezsiniz.
Hayat denen seyin nasil olustugunu henuz bilmiyoruz o ilk canli hücrenin nasil nefes almaya basladigini ? Ama bildigimiz sey hayat suda basladi ve evrilerek bugüne geldi.
Ne diyordu Dücane hocam; IYI BIR MÜMIN OLMAK ICIN APTAL OLMAYA GEREK YOK:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder