Uzun uzadıya upuzun okunup uzun uzun düşünülüp tok karna yutulması önerilir. baş ağrısı mide bulantısı ve baş dönmesi yapabilir. bu durumda yukarıya müracaat ediniz. ge.miş olsun
Kaçma Kapan Şeyler
Âşk da yalan, meşk de yalan
Var biraz da sen tığında oya’lan.
(lâkin âşk bir ok’tur, yemeyen yoktur)
-Bu, süflî bir sözü tâmir içindi-
Var biraz da sen tığında oya’lan.
(lâkin âşk bir ok’tur, yemeyen yoktur)
-Bu, süflî bir sözü tâmir içindi-
Valdem, astığı çoraplarıma intihâr süsü verdi
Ben, âşkı bir ceymıs bond(camus da nereden çıktı Rıfkı!)
Çantaya koyup bir köprünün altına bıraktım
Halk ihbâr edince, vatandaş tedirgin oldu(!)
Bomba uzmanları geldi, fünyeyle patlattılar bir çanta dolusu âşkı
Mobese görmüş beni meğer, dakkasında paçaladılar beni
Gözaltında gözaltımı morarttılar.
Doktor, Azmîyi siyâsetten, gündemden uzak tutun dedi.
(bazen, 1. tekil şahısta birini anlatırsın, bu öyle!)
Ben, âşkı bir ceymıs bond(camus da nereden çıktı Rıfkı!)
Çantaya koyup bir köprünün altına bıraktım
Halk ihbâr edince, vatandaş tedirgin oldu(!)
Bomba uzmanları geldi, fünyeyle patlattılar bir çanta dolusu âşkı
Mobese görmüş beni meğer, dakkasında paçaladılar beni
Gözaltında gözaltımı morarttılar.
Doktor, Azmîyi siyâsetten, gündemden uzak tutun dedi.
(bazen, 1. tekil şahısta birini anlatırsın, bu öyle!)
Eski ‘sol’lucanlar
Samsung içiyor şimdi
“Yasa”sın eşeklerin neslinin tükendiği çağ!
İt çağ! Haste çağ!
Bit çağ, pul çağ, pitbull çağ!
Yaşasın yirmibirinci yüzyıl’an!
Samsung içiyor şimdi
“Yasa”sın eşeklerin neslinin tükendiği çağ!
İt çağ! Haste çağ!
Bit çağ, pul çağ, pitbull çağ!
Yaşasın yirmibirinci yüzyıl’an!
Antibiyotiklerin büyüğünü yapmak lâzım,
İnsânlar için olanı…
Ben de biliyorum antibiyotik insânlar için
Dediğimi değil, demek istediğimi anla!;
Topluma enjekte ediyorsun,
Tecâvüzcüler yok oluyor meselâ…
Karısını temizliğe gönderen, keyfince döven
Bonusundan söven, onun parasıyla
Zıkkımlanan bir puşta sıkıyorsun
On ikinci sâniyesinde herif iptâl!
Ne güzel dı mı?
Dı!
İnsânlar için olanı…
Ben de biliyorum antibiyotik insânlar için
Dediğimi değil, demek istediğimi anla!;
Topluma enjekte ediyorsun,
Tecâvüzcüler yok oluyor meselâ…
Karısını temizliğe gönderen, keyfince döven
Bonusundan söven, onun parasıyla
Zıkkımlanan bir puşta sıkıyorsun
On ikinci sâniyesinde herif iptâl!
Ne güzel dı mı?
Dı!
Gözünü köstebek doyursun ey insân!
Aklı king, fikri soytarı insân!
Aklı king, fikri soytarı insân!
At, avrat, bilgisayar!
Medenî hâli: İlkel
İnsân
Son insân
El’End insân…
Medenî hâli: İlkel
İnsân
Son insân
El’End insân…
Sabır dediğin hasır,
Çile dediğin iplik…
Arşı arşınlayan rûhumuz,
İç mîmâr, iç ezân, iç sularda sazan
Çile dediğin iplik…
Arşı arşınlayan rûhumuz,
İç mîmâr, iç ezân, iç sularda sazan
Lâ deki; lâ’nı bir Mim bulsun,
Lâ’n, Lâm olsun, Ba’dan bir gemi olsun,
Lam-ba olsun, ışıkta yüzsün…
Lâ’n, Lâm olsun, Ba’dan bir gemi olsun,
Lam-ba olsun, ışıkta yüzsün…
Defolu târih, defol
Yalan yalamış, mürekkep kaçırmış
Egosu agora kadar
B’aydınların saz ekibinde def ol
Sitelerde pinknik yapan zevâttan hol!
Yalan yalamış, mürekkep kaçırmış
Egosu agora kadar
B’aydınların saz ekibinde def ol
Sitelerde pinknik yapan zevâttan hol!
Âşk gribi var her yerde…
Üç türlü hüsrân vardır:
One!: Âşık olmak
Do: Ulaşmak
Üç: Ulaşmamak.
Biyoâşk, hayvânda da var!
Şehvetinde afrodisyak
Kaç Afrodit yaktı hayâlinde
Yüzünde sivilce patladı
Ah bu ergenler destândır.
Üç türlü hüsrân vardır:
One!: Âşık olmak
Do: Ulaşmak
Üç: Ulaşmamak.
Biyoâşk, hayvânda da var!
Şehvetinde afrodisyak
Kaç Afrodit yaktı hayâlinde
Yüzünde sivilce patladı
Ah bu ergenler destândır.
Ağlama dedim,
Sen ağlayınca, kemân kemiğim kırılıyor
Hüzün miyavlıyor kediler,
Tavuklar, ağlayışları çoğaltıyor her yudumda
O’dam kiriş tutmuyor!
Kan kadın bir günâhı büyütüyoruz.
Öleceğimi bilseydim, öldürürdüm kendimi
Şiirân’dım, şiir’andım, şiir-ân’dım
Tektim, ay tekti
Kendimi güneşlere, ay’ı yıldızlara böldüm.
Sabâhleyin, melekleyin, heceleyin bir şiire kondum
Bindenbire vuruldum, dağıldım birdenbine!
Gök öldü, çarpmıyor kalbi
Beni en çok şarkılar öldürüyor
Hava atomunu gagalıyor kuşlar
Her ân üstümüze atmosfer düşebilir
Frekansı yırtılan radyolar
Ve biz! Bozuk radyo gibi ses çıkaran insânlar!
İstansiyon; kara tren kanlar damarımızda
Sunî griyder geçiyor anayolumuzdan
A benim kartezyen bahtım!
Felsefesizlik eylemi senin neyineydi!
Bir pazartesi akşamı kadar yorgunum.
Yalnızlığımı, yalnızlıkla paylaşıyorum.
Kelimeler oyuncağım, ben çocuk değilim!
Sevgi(lin’in) düşünde uyuyakalmalıyım
O, benim cumâ’m, ben onun pazarı;
Ona tezgâhımda aynalar, cımbızlar kadifeler, kokular serdim
Gülüm/serdim
Serdim gülüm..
Ağla/yamadım
Yamadım ağla
Söyle/yemedim
Yemedim söyle
Öptüm mahreminden…
Sen ağlayınca, kemân kemiğim kırılıyor
Hüzün miyavlıyor kediler,
Tavuklar, ağlayışları çoğaltıyor her yudumda
O’dam kiriş tutmuyor!
Kan kadın bir günâhı büyütüyoruz.
Öleceğimi bilseydim, öldürürdüm kendimi
Şiirân’dım, şiir’andım, şiir-ân’dım
Tektim, ay tekti
Kendimi güneşlere, ay’ı yıldızlara böldüm.
Sabâhleyin, melekleyin, heceleyin bir şiire kondum
Bindenbire vuruldum, dağıldım birdenbine!
Gök öldü, çarpmıyor kalbi
Beni en çok şarkılar öldürüyor
Hava atomunu gagalıyor kuşlar
Her ân üstümüze atmosfer düşebilir
Frekansı yırtılan radyolar
Ve biz! Bozuk radyo gibi ses çıkaran insânlar!
İstansiyon; kara tren kanlar damarımızda
Sunî griyder geçiyor anayolumuzdan
A benim kartezyen bahtım!
Felsefesizlik eylemi senin neyineydi!
Bir pazartesi akşamı kadar yorgunum.
Yalnızlığımı, yalnızlıkla paylaşıyorum.
Kelimeler oyuncağım, ben çocuk değilim!
Sevgi(lin’in) düşünde uyuyakalmalıyım
O, benim cumâ’m, ben onun pazarı;
Ona tezgâhımda aynalar, cımbızlar kadifeler, kokular serdim
Gülüm/serdim
Serdim gülüm..
Ağla/yamadım
Yamadım ağla
Söyle/yemedim
Yemedim söyle
Öptüm mahreminden…
Avuçlarım dökülüyor ellerimden
Başımdan bıçaklandım! Başımdan bıçaklandım!
Beynim, bir kalb gibi çarpıyor başımda
Gül yaprağına gülberg derler
Gül yağına gülzeyt dedim ben de.
Bülbül gül demiyor, şâirliğe özeniyor, “bülgül” diyorum
Gülbül oluyorum: cik cik cik
(cılkını çıkardın kelimelerin be adam!
Mûrâdî, bir gülmeyle gelir şimdi bu cümleden su içmeye)
Tirabizyon’a düşer ay, su’lar akar pontusya’dan bu yana
Deniz, dalgasıyla konuşur; ben, ona kelime söylerim
Anlaşırız, “ayna”şırız…
Başımdan bıçaklandım! Başımdan bıçaklandım!
Beynim, bir kalb gibi çarpıyor başımda
Gül yaprağına gülberg derler
Gül yağına gülzeyt dedim ben de.
Bülbül gül demiyor, şâirliğe özeniyor, “bülgül” diyorum
Gülbül oluyorum: cik cik cik
(cılkını çıkardın kelimelerin be adam!
Mûrâdî, bir gülmeyle gelir şimdi bu cümleden su içmeye)
Tirabizyon’a düşer ay, su’lar akar pontusya’dan bu yana
Deniz, dalgasıyla konuşur; ben, ona kelime söylerim
Anlaşırız, “ayna”şırız…
Zeytûnîya, nicedir küsüm kalbime
Gülümsemenin şeklini unuttum.
İştâh nedir? Nedir iştâh zeytûnîya?
Mutluluk, gereksiz bir kelime
Merak şehvetin de hocası
Ağzıyla düşünen, ağız dolusu konuşur
Susmayı bilmekle, dinlemeyi bilmek, aynı şey değil
Sen konuş zeytûnîya, ben dilinde konuşlandım.
Gülümsemenin şeklini unuttum.
İştâh nedir? Nedir iştâh zeytûnîya?
Mutluluk, gereksiz bir kelime
Merak şehvetin de hocası
Ağzıyla düşünen, ağız dolusu konuşur
Susmayı bilmekle, dinlemeyi bilmek, aynı şey değil
Sen konuş zeytûnîya, ben dilinde konuşlandım.
Hiç kimse benim kadar kendiyle kalakalmamıştır
Sonrocağıma, Antartika’ya kesiyor yalnızlığım
Kelimeyi kesiyorsam,
“çoğalmalığı”ndandır.
Bir veli, beni deli eyledi, bir deliye verdi;
Deli, beni veli eyledi, yalan değil!
Bir yarayla, bu yarayla ömür boyu yaşa..
35’i zor ettim, bir 35’i daha nasıl eylerim!?
Sonrocağıma, Antartika’ya kesiyor yalnızlığım
Kelimeyi kesiyorsam,
“çoğalmalığı”ndandır.
Bir veli, beni deli eyledi, bir deliye verdi;
Deli, beni veli eyledi, yalan değil!
Bir yarayla, bu yarayla ömür boyu yaşa..
35’i zor ettim, bir 35’i daha nasıl eylerim!?
Zayıflama sabunu yapacaktık yıhsoyla
(yıhso, kuşa çevrilmiş özel bir isimdir İhsancığım)
Adına Bedrettin Berkemâl sabunları diyecektik ki
İsmine eriyecekti, midesi iki asgârî ücret şişko kadınlar
Ve hâmile adamlar…
(yıhso, kuşa çevrilmiş özel bir isimdir İhsancığım)
Adına Bedrettin Berkemâl sabunları diyecektik ki
İsmine eriyecekti, midesi iki asgârî ücret şişko kadınlar
Ve hâmile adamlar…
Story
Hisstory
Hikâyenin başına his konulsa, târih oluyor.
Bir “s” fazla mı?
Ne belledin! Bu anglo-saksonun benden çekeceği var.
Edebîyât mühendisleri, dilin kemiğidir; kırdım!
Hecekonduları yıktım!
Gör bak benle dil nasıl da lokum, nasıl Türk işi dılayt
Vâkıa, ben hasb’el-kader Kürdüm ama, a güzel Türkçem!
A coğrafyam, a birleşmiş kan bayrak!
Şehâdetlerimizin kanı yerde kalmadı, ay oldu, yıldız doldu
Hisstory
Hikâyenin başına his konulsa, târih oluyor.
Bir “s” fazla mı?
Ne belledin! Bu anglo-saksonun benden çekeceği var.
Edebîyât mühendisleri, dilin kemiğidir; kırdım!
Hecekonduları yıktım!
Gör bak benle dil nasıl da lokum, nasıl Türk işi dılayt
Vâkıa, ben hasb’el-kader Kürdüm ama, a güzel Türkçem!
A coğrafyam, a birleşmiş kan bayrak!
Şehâdetlerimizin kanı yerde kalmadı, ay oldu, yıldız doldu
“Güzellik yaşlanmaz”ı
Dile getiriyorum
Dile götürüyorum
Besliyorum dili
Kelimelerim, üfledim geçti parça te’sirli
Çiftleşmiş aklımız..
Fikr-i kabl’el vuku
Dile getiriyorum
Dile götürüyorum
Besliyorum dili
Kelimelerim, üfledim geçti parça te’sirli
Çiftleşmiş aklımız..
Fikr-i kabl’el vuku
Avlakta aylak kuşu avlarlar..
Ay çıktığında, seni özlediğimi anımsarım…
Aylı gecelerde mâh-tâb, suda yıkanır ıdı.
-bu(a)rada vel’bahs, kız ismi değil
Ayışığı, ayâşığı, ayaşağıdır-
Ay çıktığında, seni özlediğimi anımsarım…
Aylı gecelerde mâh-tâb, suda yıkanır ıdı.
-bu(a)rada vel’bahs, kız ismi değil
Ayışığı, ayâşığı, ayaşağıdır-
Islıkların ortasına sığdırdığım koyunlar
Merâlar, tahayyül-el’sevgili…
Merâlar, tahayyül-el’sevgili…
Şekle koydukça daralır her şey!
İnsânın tecâvüzüne uğrayan şehirler
Dağlar, doğada pikniğe çıkmış
İnsânın tecâvüzüne uğrayan şehirler
Dağlar, doğada pikniğe çıkmış
Asgârî geçim indirimli şâir
Büyük şiir, dehâ işidir
Dayanıklı ol dedim, dayanaklı değil!
Senin Küçük İskendertlerin var
Böyle büyüyemezsin!
Hâlen Helen büyüsündesin!
(İskender Şâiri bilmem, sanadır sözüm!)
Büyük şiir, dehâ işidir
Dayanıklı ol dedim, dayanaklı değil!
Senin Küçük İskendertlerin var
Böyle büyüyemezsin!
Hâlen Helen büyüsündesin!
(İskender Şâiri bilmem, sanadır sözüm!)
Şiir dağınık olmuş diyen’olur
Onların hatr u kadrına alfabeyi on dört heceledim:
Onların hatr u kadrına alfabeyi on dört heceledim:
Ağlantı Âyeti Âşk; An Adını AndındA
Bulut Bârân, Büşrâbahâr; Burçlar, Bâtınî BâB
Cânım, Cânına Câdde Cânâ!; Cânân, CihântâC
Çayır Çimende Çilek Çehre, Çelik Çana ÇekiÇ
Dişi Dürr, Dudağı Dârusselâm, Dili, DilbenD
Eserim Elinde, Evim, Eşyâm EteğindE
Fikrime Fermânfermâ; Felsefeme FeylesoF
Gülgonce Gönlü Gazeller Güzeli, Gözü GöG
Hayâle Halat, Hâtrımda Hâli Hak, HamdillâH
Issız Işık Iraktan, Işk’ı Irkıma IsI
İç İçe, İşli İncidir İç İçinde İçİ
Jeojanda Jerberi Jardiniyerde JeylaJ
Kalbi, Kalbime Kulp; Kaderi, Kaderime KöK
Lisânbestedir; Lâf u Lafzı, Lisânıma Lâl
Müstakbel Mâzîmden Mis Mîrâs, Mûrâdıma MiM
(kimi yarım bırakmalar, tamlamaktan kıymetlidir
Yâ nasîb!)
Yâ nasîb!)
Hazer’an 2013
Mum, damlaya damlaya gül olur
Mum, damlaya damlaya gül olur
iBRAHİMi FEYZULLAH YALÇIN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder