9 Tem 2013

Y KUŞAĞI ANLATIYOR

-bana bakan kimse ,öncelikle beni değil,başımdaki örtüyü görüyor. başörtüsünün baskın bir kimlik olarak algılanması kişiliğimizi ve bireysel birikimimizi inkara varıyor.bu banal algıdan doğan anormallikler kökleşiyor.gezi zekası bile bu kansorejen ayrımcılığı aşma tavrı gösteremedi.
 Türkiye benim zekamı ,bilgimi ve emeğimi istemiyor reddediyorsa bu utanç verici aptallık beni de utandırır.
Ve başımın çaresine bakarım. 

-eylemci y kuşağı alkışlanırken bizim sakin tutumumuzun bir anlamı olabileceği neden kimsenin aklına gelmiyor ?
taksim platformu da gezideki sivil haklar mücadelesini murdar etti.
okuldan dışlanıyoruz.medyadan,ülkeden dışlanıyoruz.gençlik denince kimsenin aklına gelmiyoruz,sizin bile.
gezi eylemine katılmak dahil yaptığım hiçbir işte başörtülü olarak anılmak istemiyorum ! anlıyor musunuz?

-kimliğimizden dolayı kişiliğimizin hiçe sayılmasını istemiyoruz.tek istediğimiz diğerleri ile eşit muamele görmek.
bizler hep sustuk çünkü yalanlar bizleri birbirimizden uzaklaştırıyor.
başörtülü olmak herhangi bir toplumsal olayda satranç taşı gibi alınıp bir yere konmak anlamına geliyor.
TANIMLANMAKTAN,DIŞLANMAKTAN,YARGILANMAKTAN,KULLANILMAKTAN BIKTIM.

Murat Menteş başörtülü üç üniversite öğrencisi Merve Sağanak,Nazife Enginar ve Büşra Özen ile yaptığı röportajı köşesinde yayımladı röportajların gerisini oradan okuyun.

Ünvirseteye gidiyorsan ve başörtülüysen kişiliğin yok ve kimliğin makbul değil ve hakların yok. İnsan olarak görülmüyorsun çünkü. İnsan olarak görülüyorsun da ikna edileblir bir yanlışlığın pençesine düşmüş şaşkın ve sapkın bir insan olarak.

Kendi başörtüsüzlüğünü yaşam hakkı olarak (doğal olarak) gören seçkinci beyaz türk zekası kendi özgür iradesiyle başını örtmeyi ise aynı doğallık içinde bir yaşam hakkı olarak görmüyor.

Çok güzel ve zeki bir kız başını nasıl örtüyor anlamıyor diyor bu zeka. 

Kızlar iktidar ve dindar erkek egemen sınıflarca da acılarının anlaşılmadığından ve siyasi malzeme yapıldığından şikayetçiler. 

Başörtülü kız,başörtülü yazar,başörtülü memur,başörtülü avukat egemen ve seçkinci kemalist elitin zihinlerimize bulaştırdığı kanserli kelimeler olup onlar için bu ifadeleri kullanmaktan uzak durmamız gerekir. Zira bilinçaltı biz farkında olmadan sınıfsal bir ayrımcılığın olgularını yerleştirir ve onları ötekileştiririz.

Nasıl başörtüsüz kız diye bir tanımlamamız yoksa aynı şekilde başörtülü kız diye bir tanımlamamzını da olmaması gerekir.

Başörtüsü olmayan bir kadını gördüğümüzde onun başının örtülü olmadığının nasıl farkında değilsek ve doğal olarak görüyor ve ön yargı oluşmuyorsa zihnimizde aynı şekilde başını örten bir kadın gördüğümüzde de onun başının örtülü olduğunu farketmeyecek doğal bir zihin algısına kavuştuğumuzda bu iş normalleşir.

Burada medya dili ve görünürlük belirleyici bir unsur olarak duruyor. Zira annesi yengesi ve arkadaşlarından örtülü olan kadınlarla büyümüş olmama rağmen benim zihnimde bile başörtülü bir kadın gördüğümde doğrudan onun örtüsü algılanıyorsa beynim tarafımdan gerisini siz düşünün.

Amigdalayı hiç hafife almayın bütün bu işler onun başının altından çıkıyor.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder