Adet olduklarında bu ülkenin kadınları (geleneksel kültürü almış kadınlar diyelim) hastayım derler ve pis olduklarını düşünürler beraberinde. Gizlenir ve ayıp bir şeymiş gibi utanılır. Müslümansa,camiye giremez,kurana el süremez,ayet okuyamaz,namaz kılamaz,oruç tutamaz insan içine çıkamaz neredeyse. Suçluluğun dibi. Ve bu psikolojiyi ergenlikten menapoza kadar her ay yaşarlar. Bilinçaltlarında suçluluk ve kirlilik duygusu her ay pekişir de pekişir. Bu kadınlar anne olurlar ve çocuk büyütürler. Kendisini eksik hissseden bu kadınlar çocuklarına farkında olmadan suçluluk duygusu aşılar. Kocası olmadan hacca gidemez,fıkıh kitaplarına bakarsan bırak haccı,bakkala bile gidemez. Bunu da din sanan kadınlar Allah korkusundan erkeğin malıymış duygusunu besler farkında olmadan. Ama bu haksızlık der bir yandan fakat bunu dillendirmek bir yana korkup tövbe eder. Orgazm olmayı da bilmedikleri ve mübarek kocalarının da orgazma ulaştırmak gibi bir derdi olmadığından hadis tehdidiyle ilişkilerine devam ederler. Kadın için hem yatak hem hayat işkenceye dönüşür. Bu seferde imdada kocasını razı eden cennete gider yönlü hadisler yetişir ve çilekeş kadın bağrına taş basar ve cennette kavuşacağı mutluluğun hayallerine dalar. Orada da kocasından başkası ile birlikte olamayacağına inandırıldığından cennette bir umut beceriksiz erkeği tarafından mutlu edileceğini umar. Maazallah kocasının cennete girememe ihtimalinde kocasız orada ne yapacağını bilemeyerek paniğe kapılır ve soluğu Nihat Hocanın iftar ve sahur programlarında alır. Kişiliği tarumar edilmiş,öz güveni sıfırlanmış bu kadınlarımız,annelerimiz,teyzelerimiz bu trajedinin kurban rolünü üstlenirler. Benim tanıdığım bütün kadınlar mutsuzdu ama hayatlarından memnun olmayı öğrenmişlerdi bir şekilde çünkü o kadar dayanıklı yaratılmışlardı ki kendilerini çocuklarına adayarak evde yaşlılık yıllarında kurdukları krallıklarının keyfini çıkararak mutsuz ama bir şekilde tatmin olmuş memnun insanlar olarak ölebilmeyi başarır çoğu.
Oysa biz aynı nefisten yaratılmış iki canız ve birbirimizi tamamlayan muhteşem bedenlere sahibiz. Bugün mescitlere giremeyen kadınlar Nebi zamanında Nebinin arkasında kimseden izin almadan her vakit (ve günün her saatinde ) mescide gelirlerdi. Ticaret yaparlar,sosyal hayatın içinde olurlar,cumaya yani haftalık istişarelere katılırlar Hz.Ömer'in mehir ile ilgili yapmaya kalktığı kısıtlamaya karşı mescitte Ömer'in karşısına dikilip hakkını arayacak kadar da öz güven ve bilgi sahibiydiler. Kuran ve Nebi geldiği arap toplumunu elinden geldiği kadar kadın hakları konusunda ileri taşımaya çalışmış ve bunu başarmışsa da Emevilerle birlikte bilindik baskıcı erkek egemen toplum kodları geri gelmiş,kadınlar toplum hayatından kovulmuştur. O da yetmemiş kadınlar aklı nakıs,bedeni nakıs,ruhu nakıs varlıklara dönüştürülmüştür. Ortaçağ hristiyanlığındaki kadının ruhu var mı tartışması islam dünyasına da sirayet etmiş ve kadının ruhu olmadığına karar verilerek erkek hazlarını tatmin eden bir cesede dönüştürülmüştür. Bu toplumda sadece anne olan kadının bir değeri vardır o da çok sahtekarcadır. Bir kadın anne değilse cinsel objedir. (osmanlıların kuruluş yıllarında 1,Murat dönemine kadar bacılar diye savaşçı bir kadın topluluğun olduğunu biliyor muydunuz)
Bütün bunları niye yazdım şimdi akşam Habertürkte Cüppeli namlı kişi vardı teketek programına konuk. Malum içerdeyken çağıramamışlardı kanala Fatih Altaylıyı uzun zaman sonra tekrar ekranda gördük Cüppeli sayesinde. Bu Habertürkte az ibne değil ha, sen haftasonu Abdülaziz Bayındır'ı çağır iki gün sonra Cüppeliyi ikisini kapıştır ve reytingi kap. (me as matado el corazon çalıyor bir yandan Allahım bu nasıl şarkı ya içim eridi) Cüppeliyi görünce bunları yazmak aklıma geldi nedense. Sapıtmak için prof olmaya gerek yok diyerek ayar vermeye devam ediyor. Kendisi Allah ya (haşa) kimin sapık olup olmadığına o karar veriyor. Her şeyi onlar biliyor biz okuduğumuzu anlamıyoruz. Arapçayı da onlar biliyor,kitabıda sünneti de. Zaten bu alemin bir akıllısı sen misin değil mi? Onun gibi düşünmeyen herkes kafir herkes sapık. Neyse ya Allah selamet versin. Haydar Baş'ın bile peşine takılmış gidenler var üniversite bitirmiş bir sürü ahmak Cüppeliye sıra gelmez.
Habertürkün yapmaya çaılştığı şey midemi bulandırdı kanalı da bir daha açmadım Gezi olaylarından beri kılım zaten. Cüppeliyi sövdürüp rayting yapacaklar. Abdülaziz Hoca da laf yetiştirmeyi bıraksın dengi değil zira.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder