
Bu ne iğreti bir bakıştır ki öğretmen ve asker ve polis ve hatta gazetecilik kutsaldır.
Fakat rençberlik, dülgerlik, nalbantlık, işportacılık, fırıncılık, bozacılık, hattatlık, şairlik ve çöpçülük kutsal değildir.
Öğretmenler olmayıverse bile şu bildiğimiz bütün lüzumsuz ıvır-zıvırı bize televizyon ve gazeteler öğretirler. Ne yani, yıllarca Edebiyat ve Türkçe, Milli Güvenlik ve Turizm, Kooperatifçilik ve Coğrafya okuduk da ne oldu? 24 Kasım sululuklarına filan gerek yok. Gerçeği şu yedi yaşında kara kara Mussolini kılıkları giyen bebeler biliyor. Üniversiteyi bitirip de birden kendini işsiz güçsüz, sapkın ve kandırılmış bir toplumun içinde bulan gençlik biliyor. Bizim mekteplerin hiçbir soruya cevap vermediğini bilen herkes “kutsal”lığın ucuz olmadığını biliyor.
Cevap gerekiyor.
Öğretmenlik, kutsal bir tersliktir gerçekte.
Bize, yaygın bir şerre karşı nasıl dikleneceğimizi, nasıl tersleneceğimizi öğretene “kırk yıl köle” olalım.
Bordro mahkûmu mustarip memurlara değil…
Süleyman Çobanoğlu (Bu yazı Süleyman Çobanoğlu’nun ‘Aşk ile Hain Kardeş’ kitabından alınmıştır.)
Süleyman Çobanoğlu için ekşi sözlükte bir tanımla yapmıştı birisi " aradan yıllar geçti, çok uzun değilse de bana öyle geliyor. türk damarı fazlaca kalın bissürü islamcıdan soğudum da soğudum. bir çoğu kendini tüketti, bazısı azaldıkça azaldı. sanki sadece süleyman çobanoğlu kaldı. hakiki şairlerin böyle bir avantajı var"
Sanırım benzer duyguları ben de yaşadım diyebilirim geçen cuma akşamı "adres defteri"ni seyrederken. Hakiki şair ve filozof. Her şair aynı zamanda filozoftur da. Derdi olmayan şair de olamaz zira , dert adamı hem düşündürür hem söyletir. Kadim türk şiirinde şair "dertli aşıktır".
Bu programın üstüne Süleyman Çobanoğlu'nun "arafta sorular" programına katıldığı bölümü de seyrettim. Cemil Meriç'in "Bu Ülke"sini ilk okuduğumda ya da Rene Guenon'un "Niceliğin Egemenliği ve Çağın Alametleri" ni okuduğumda hissettiğim o beyin yangınına benzer bir duyguyla sarsıldım. (Kitaplarını okumadım evet itiraf ediyorum bu da benim ayıbım )
Kendi kelimeleriyle konuşan net ve dobra adamları(kadın da olabilir adam kelimesi cinsiyetçi bir anlam taşımıyor benim lugatımda) çok severim. Dobra ve edepli aynı zamanda. Şairlerin hakikati gözümüze sokmak gibi bir huyu vardır Çobanoğlu da bunu yapıyor uslubunca. Kendime notlar aldım onları kayda geçirmek istiyorum özetle.
-insanın merak sahibi olması iyidir.
-peygamber yerine geçen hocalar bu halkın başına zahmetli oldu (yunus'tan alıntı)
-yunus emrenin sesinde çok delikanlı bir duruş görüyorum.
-bu osmanlı romantizmi çok dangalakça yerlere gidiyor
-biz atıp tutarız batı medeniyeti krizde falan aslında kendi kendimize propaganda yapıyoruz batı medeniyetine bir şey olduğu yok.adamlar gayet iyi götürüyorlar
-hiçbir derinliğimiz yok
-biz bugün dokunduğumuz her şeyi cenabet edip bırakıyoruz
-kendi sembollerimizi kendi destanlarımızı bugüne aktaramıyoruz
-dede korkutu herkes bildiğini sanır ama bilmiyoruz
-kız destanı diye küçük bir metin var,bu milletin nasıl müslüman edildiğini anlamak için bu destanı okumak gerekir
-"Şu destanı" var.Bunu fars ayrı türk ayrı turan ayrı ve kuran ayrı anlatır.kehf süresi.
-ne kutsal metinlere ne kendi metinlerimize yaklaşamıyoruz.ergenekon murdar edip edip bıraktığımız bir kavram
-ey yeşil sarıklı ulu hocalar bunu bana öğretmediniz diyen sezai karakoçun kökü yunus emredir
-goethe,doğu-batı divanında ,en iyimiz bile genceli nizamın eline su dökemeyiz der.biz böyle bir mirasın üstünde oturuyoruz
-sıkıntı şu donmuşuz
-halil hocanın "patron ve şair" kitabını tekrar ve tekrar okumalıyız
- donmuşuz sadece yıkılmamız biraz uzun sürmüş o yüzden bir hayatiyet var zannediyoruz
-hamasetin olmazsa dımdızlak kalıyorsun
-paralelin ilk patladığı zamanlardı yine arkadaşlarla sohbet ediyoruz dedimki devlet organizasyonu açısından bunun mahzurları sayılıp dökülüyor,istihbari açıdan da sayılıp dökülüyor,dini açıdan da tartışılıyor bunlar çok doğal şeyler.fakat bizim için tartışılması gereken şu;10-12-14 yaşlarındaki çocukları alıp bir odaya kapatıp vaaz kaseti dinletmek dünyadaki en büyük zulümdür.yav 14 yaşındaki çocuk aşık olacak,arsada top oynayacak,kavga edecek,cam kıracak yoksa ondan hiçbir şey olmaz isterse matematik dahisi olsun.
-birbirimize sloganlarla saldırıyoruz hiçbir derinliğimiz yok
-bir suç aranıyorsa entellektüel anlamda şudur,siyasilerin arkasında kalıyoruz.vicdan olmak lazım bazı kavramlar tukaka diye söylemekten çekinmemiz lazım.
-bir ülkenin beyin takımı gazetecilerden oluşuyorsa ortada karikatür bir durum vardır
-ben islamcı değilim müslümanım.
-kültüre dönüşmeyen bir şey ideolojik olarak kalmaya mahkumdur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder