11 Ara 2014

KOMPARTIMANLARDA YAŞAMAK

Sürüler var ve başlarında çobanları. Sümerden bu yana bu böyle belki. Kabile toplumlarını saymazsak şehirleşen ve tarımsal ve endüstriyel üretime geçen bütün topluluklarda aynı sosyal katmanlar oluşmuş gibi duruyor. Köleler ve efendiler ve ruhban sınıfı. Köleliği kaldıran da köleler değil üstelik. Endüstrinin ulaştığı üretim biçimleri köle sınıfını gereksiz kıldığından yerine işçi sınıfı oluşturulmuştur. 

Sınıfsız bir toplum mümkün mü ? Eşitlik mümkün mü ? 

Teorik olarak evet ama pratikte hiç olmamış (ve olmayacak) bir durum bu. İnsanlar sürü gibi kompartımanlarda yaşamayı seçiyor her durumda. İşveren ve işçi . Birileri hazır iş ve para istiyor birileri hazır paket program din. Herkes rahatının peşinde aslında. Toplumsal üretime katılmak ve fikir ve mal üretmek gibi bir derdi yok çoğumuzun. 

Ben Atina'nın  at sineğiyim diyordu ya Socrates. 
Demin aklıma geldi , şehirlerimize sinek ve sivrisinek ve bilumum haşerat sokulmuyor rahat etmek için. Sanırım yüce yaratıcı özellikle rahatsız olalım diye yaratmış sinekleri, rahatımız bozulsun diye. Dünyada rahat yok çünkü. Ama hepimiz rahat peşindeyiz. Halbuki dünyevileşme , şirk kadar şiddetle yasaklanır Kitap'ta. 

Biraz rahat etmek istiyoruz diyen Nebi eşleri uyarılır, istiyorsanız boşanın ama size rahat yok. 

Sürüler, patronsuz ve kilisesiz yapamaz. 

Üç günlük dünya hayatı için günümüzün 8 saatini çalışarak geçiriyoruz , beş sene ev taksidi ödüyoruz. 

Bütün mesele beyinde, ya beynimizin üstünü ya da sapını kullanacağız. Sapını kullanmak zahmetsiz olduğu için herkes sapına yapışıyor..

Sinek lazım bize daha çok sinek... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder