Bizim site bahar geldiğinden beri iyice şenlendi. Pencereden baktığımda taze yeşil bir örtünün sarmaladığı bir bahçe görüyorum.İnsana pencereden içine dalma hissi veriyor.Sabahları hele bıcır bıcır adeta bir bahar senfonisi sunan ötücü kuşlarla dolu. Oğlan , orman gibi baba diyor evet aynen orman gibi. Bana çocukluğumun bülbüllerle uyandığımız sabahlarını hatırlatıyor.Çok keyifli sabahlara uyanıyorum çok şükür..

*
Geçen hafta sonu şahit olduğum olay beni tefekküre sevketti. Bir anne-baba ve iki kız. Kızlardan büyük olan tekerlekli sandalyede tahminim doğuştan bir beyin anomalisi var,yüzde ifade yok,gözler dalgın ve ağızdan sürekli tükürük ve salya akıyor. Önününde önlük var zaten. Konuşma yok,duyduğunu anlamıyor. Sadece basit tepkileri var. Diğer küçük kız ise son derece sağlıklı. İnsan dediğin tamamen program dedim ya. Gerisi cesettten ibaret. İşte karşımda insana benzeyen biri var ama insani hiç bir belirti vermiyor. Konuşamıyor,düşünemiyor,ağzını silemiyor,kim olduğunu bilmiyor,yürüyemiyor vs vs. Beyinden ibaretiz yav zihin yoksa insan da yok..
*
Yüz metre arayla iki üst geçit var. Çift geliş gidişli bir yol ve tam kavşak noktasında Alibeyköy tarafından bağlanan yol alttan ana yola bağlanıyor.Trafiğin dört koldan aktığı bir yol. Ortada demir parmaklıklar var. Peki benim alt beyinli gelişememiş insanım ne yapıyor ? Yolun en tehlikeli yerinden demir parmaklıkları aşarak karşıya geçiyor. Neden ? Çünkü üst beynini kullanmadığı için konformist alt beyninin direktifleri doğrultusunda " en kısa yol-en kolay usul" mantığıyla direk karşıya geçiyor. Benim oğlanla aynı beyin seviyesinde diyeceğim ama benim oğlan üst geçitten geçiyor. Israrla hem de.Küçük adımlarıyla zorlanarak çıktığı halde hem de.
Alt beyinlilik nedir ? Duygulara ve yargılara teslim olmaktır. Frontal beyinini çeyiz sandığına kaldırmaktır. Ahmaklıktır. Trafik sıkıştığında zart zart kornaya basmaktır.Sanki sen kornaya basınca trafik açılacak. Düşünmekten sıkılmaktır alt beyinlilik. Tekamül edememektir.Tefessüh etmektir. Cem Yılmaz,Recep İvedik seyretmektir. Kahvede oyun oynayarak ömrünü çürütmektir. Üst beyinliler inşaa eder alt beyinliler çürütür ve bozar.Yol verme kavgasında birbirini öldürmek,düğünde silah atmak ve gelini kocasız bırakmaktır.İşine yaradığında yalan söylemek,işine yaradığında rüşvet vermek lafa geldiğinde esip gürlemektir.

*
Lozan konusu dillere dolandı bu ara gene. Lozan hezimet mi zafer mi mevzusu vardı ya bir ara. Bizim islami cenahta acayip bir geri zekalılık hali var bazı konularda. Sanırım bu Atatürk nefretinden kaynaklanıyor ya da sadece ahmaklık. Koskoca bir akademisyen hem de ünvanı var; yok efendim Lozan bir ihanettir ( bakın bu laf adama girer yani ne demek ihanet vatanı kurtaran adamlar gidip memleketi mi satacaklar bu nasıl bir kafadır Allah ıslah etsin. Bu işte Kadir Mısıroğlu ile Mustafa Armağan'ın büyük vebali var.) Biz Lozanda 12 mlyon km2 topraktan vazgeçmişiz (sanki fazla geliyordu vermişiz gibi) yok onu istememişiz yok bu tavizi vermişiz. Yav Atatürk kendi doğduğu topraklardan bile vazgeçti barış için. Sanki alacak gücün vardı ? Vatanı zor kutardın.İstanbul İngiliz işgalinde , yiyecek ekmeğin yok , atacak kurşunun yok ama işkembeden atmak serbest anasını satayım. Gazi, İngilizlerle anlaşıp vatanı sattı demeye getiriyor. Yuh derler adama bu kadar mı vicdansız imansız ve ahlaksız oldunuz yav. Buna inanan da bir sürü andaval var. Dedik ya ALT BEYİN. Sana akademik ünvan veren üniversiteyi ben....
*
Biliyorsunuz ki ardıç ağacı üremek için ardıç kuşuna bağımlıdır. Ardıç kuşunun ismi de ağaçtan gelir zaten. Ardıç ağacının tohumu , ardıç kuşu tarafından sindirilip dışkılandığında filiz vermektedir. Benim merak ettiğim evrimsel açıdan bunun izahı.

Biliyorsunuz ki ardıç ağacı üremek için ardıç kuşuna bağımlıdır. Ardıç kuşunun ismi de ağaçtan gelir zaten. Ardıç ağacının tohumu , ardıç kuşu tarafından sindirilip dışkılandığında filiz vermektedir. Benim merak ettiğim evrimsel açıdan bunun izahı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder