![]() |
Hocaefendinin elinde tuttuğu Kuranı maalesef cemaat evlerinde görmek şansınız olmaz |
En son söyleyeceğimi en başta söyleyim; bir ülkede "hükümet dışı" güçler olabilir fakat "hükümet üstü" güçler olamaz. O yüzden hükümet üstü olmaya çalışan her türlü güç odağına haddinin bildirilmesi gerekir aksi takdirde o ülkede huzur olmaz(ağır bir kelam etmek istemiyorum).
Ben üniversite yıllarını cemaat evlerinde geçirmiş biri olarak cemaatin hükümeti kuşatma niyetine ve eylemine onay veremem , vermem.Bir ülkede seçilmiş bir hükümet üstünde herhangi bir vesayet kabul edilemez. Askeri vesayetten kurtulmak için harcadığımız yıllardan sonra bir de cemaat vesayeti ile mi uğraşacağız. Bu ciddi bir güvenlik sorunu yaratır kanımca.
Bir hükümdar muktedir değilse hükümdar değil ancak mihmandar olur. Osmanlı padişahlarının kendi iktidarları söz konusu olduğunda gözlerini kırpmadan evlatlarını katlettiğini hatırlayalım.
Bu ülkede demokrasi istiyorsak ordu gibi cemaatlerde ya da her ne güç odakları varsa(istanbul dükalığı gibi,beyaz türk cemaati gibi) seçilmiş hükümete itaat etmek ve hizmet etmek durumundadır. Aksi takdirde birbirimizi yer dururuz.
Şunu çok tehlikeli buluyorum (son olayda görüldüğü gibi çok ciddi bir sorun) devlette çalışan bir memurun hükümete değil de cemaate bağlı olması ve hükümet aleyhine içerden iş çevirmesi kabul edilemez. Devlet ve hükümet aleyhine cemaatin çıkarlarına hizmet ettiği anlaşılan memurların derhal işine son verilmelidir aksi halde hükümet gider. Seçimle gelen hükümetler falanın filanını değil hepimizin hükümetidir. Bunlara ders verme yeri sandıktır gizli çekim kasetler ya da belgeler değil.
Birkaç kelam da cemaat için edeyim.

Cemaat şeffaf ve sorgulanabilir değil. Bu çok ciddi bir sorun bence. Milyarlarca doları yöneten bir oluşumun bu kadar başı boş ve kapalı olması kabul edilemez. Cemaat müntesiplerinden ya da sempatizanlarından bağış toplamaktadır. Bu alanda ne cemaat içi ne ne de hukuki hiç bir denetim yok. Yıllarca cemaatin kasası olarak hizmet ? eden Nurettin Verel'in ayağının kaydırılmasından sonra kanal kanal dolaşıp cemaatin kirli çamaşırlarını dökmesi manidardır.
Cemaat bugün yükselme makam kapma ve köşeyi dönme aracı haline gelmiştir. Benim yakınen tanıdığım birisi akçeli bir makamı kapmak için namaza başlayıp cemaate muntesip olmuştur ve vazifeyi de kapmıştır.
Cemaatin emniyetteki kadrolaşmasını sağlayan zatın yerine başkasının getirilmesi üzerine bu zatın kadrolaşma ve hakkında hükümetle yakın mesai içinde olduğu duyumları da mide bulandırıcıdır. Cemaattekilerin ne kadar hizmet adamı oldukları çok tartışılır.
Sabah Samanyolunda izledim. Endonezya'da açılan ilk okulun hikayesini anlatıyorlardı. Düşündüm Endonezya müslüman bir ülke orada okul açıp neye hizmet ediyorsun adamım ? Merak ediyorum maksat dini anlatmak değilse ne o zaman ?
Kurtuluş Tayiz'in Akşam Gazetesindeki bugünkü yazısını okumanızı salık veririm.
Son söz; cemaat bence zıvanadan çıktı tekrar zıvanaya sokulması gerekiyor.
NOT: Hüseyin Gülerce bugünkü yazısında "boğazımı sıkan eli tutmayayım mı" diyor. İyi diyorsun da sen adamın canını(mecazi olarak tabiki ) ve partisini elinden almaya kastediyorsun onu hiç söylemiyorsun ama.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder