

yeni yetme üniversite çağımda bibliyofil derecesinde kitaplara düşkündüm. elimden kitap düşmezdi. o vakitler yani bilgiçlik tasladığım irşat etmeyen bir mürşit kafasıyla yaşadığım vakitler herkese bir şey tavsiye ederdim. hediye götürdüğüm zaman kitap alır giderdim. bir ideolojiye yeni iman etmiş her mümin gibi ateşin bir aydınlanmacı hayatın sırrını çözmüş bir ulu kişiydim ..
kimseye bir şey tavsiye etmemem gerektiğini öğrenmem yıllarımı aldı..çok şey geldi geçti başımdan kaba mürşitlikten , kör bilgiçlikten, ahlaksız ahlakçılıktan, akılsız dindarlıktan istifa ettim.
şimdilerde ne kadar ön yargılarım takıntılarım olduğunun bilinciyle ön yargılarımı bilinçli seçimlere dönüştürmek için uğraşıyorum.
kitap okumadan okumuş film izlemeden izlemiş gibi yapan sahte entellektüellikten de istifa ettim tabiiki.
hata yapmak ve hatandan ders almak çok değerli bir şey ve insan böyle insan oluyor..
aklını kullanmayı denemeyenlere denemeleri için tavsiyede bulunmanın ne kadar aptalca olduğunu öğrendim. taammüden bilgisiz kalmayı seçenleri asla ikna edemeyeceğimi öğrendim.
bir kampta yaşamak çok konforludur, aidiyet hissin tatmin olur, varlığını sorgulamzasın, tanrıyı sorgulamzsın, lideri sorgulamzsın, hayatı sorgulamazsın, verili anlamları kabul eder sloganlar eşliğinde yaşarsın.
kitle bu..cehennem kütüğü, çomar,faşist,terörist,hain..
bu jargon sahipleriyle konuşmak duvara dert anlatmaktan farksız.. kendinizi yormayın tavsiye isteyene bile tavsiye vermeyin..asla tavsiye vermeyin..(arada kitap tavsiye ediyorum ya da bir şeyler için yargılarda bulunuyorum bunlar Mahfi Eğilmez Hocanın sitesinin ismindeki anlamda değerlendirin "kendime yazılar". bu blogu kendime yazıyorum daha önce birkaç kere tekrar ettiğim gibi)
kendinizi yetiştirmeye bakın gerisi laf...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder