
"Şöyle desek: Hitler Almanya’sı sonrası savaş suçlusu olarak yargılananların hepsinin ortak sözü “Ben sadece görevimi yapıyordum” olmuştur!
Abraham Harold Maslow’un dâhiyane bir sözü vardır. Kişisel gelişim olsun (!) diye çerçeveletilip en çok gördüğünüz duvara asmanızı öneriyoruz:
“Elinde çekiç olan her şeyi çivi zanneder!”
Şimdi size bu ana fikri anlatan gerçekten çarpıcı bir analiz yapacağız. Bir film üzerinden.
Deney ya da Almanca adıyla Das Experiment, Oliver Hirschbiegel tarafından yönetilen 2001 yapımı bir Alman filmi. Sosyal bir deneyi konu alan film, Alman yazar Mario Giordano’ya ait Das Experiment Black Box adlı kitaptan esinlenmiştir.
............
Şimdi sıkı durun. Bu deney gerçekten de yapılmıştır. Stanford hapishane deneyi olarak bilinen deney, Stanford Üniversitesi’nde psikolog olan Philip Zimbardo liderliğindeki bir grup araştırmacı tarafından 1971’de gerçekleştiriliyor. Mahkûm veya gardiyan olmanın psikolojik etkileriyle ilgili bir incelemeden söz ediyoruz. Toplam yetmiş kişi arasından yirmi dört lisans öğrencisi, gardiyan ya da mahkûm rollerini oynamak üzere seçiliyorlar. Seçilen öğrenciler Stanford psikoloji binasının bodrum katındaki sahte hapishaneye yerleştiriliyor. Mahkûmlar ve gardiyanlar çok çabuk bir şekilde rollerine adapte oluyorlar. Deney öngörülen sınırların dışına çıkıp tehlikeli ve psikolojik olarak hasar veren bir duruma geliyor. Birçok mahkûm duygusal olarak travma geçirirken gardiyanların üçte biri “gerçek” sadistik eğilim sergilemekten yargılanıyor. Mahkûmların ikisi daha deneyin başında deneyden çıkarılıyor. Kendisi dâhil herkesin rolüne iyice kaptırdığından emin olduktan sonra Zimbardo, altıncı günün sonunda deneyi bitiriyor. Gardiyanların ve mahkûmların rollerine aşırı derece kapılmaları, gardiyanların sadist eğilimler sergilemeleri ve deneyin rayından çıkması dolayısıyla geri kalan 9 gün iptal edilerek deney altı günde bitiriliyor.
..........

Evet, Zimbardo deneyi, toplumun onlara biçtikleri rolleri farkında olmadan nasıl sahiplendiğini ve o rolün etkisinden çıkamadan, kontrolsüz bir şekilde nasıl yeni rollerini oynadıklarını net bir şekilde ortaya koymuştur. Elbette ki, deneye bakarak insan davranışının sadece rollerine ve çevresel faktörlere bağlı olduğunu söylemek zor. Fıtratımız, kişisel özelliklerimiz, bilinçli ya da bilinçsiz hedeflerimiz, düşüncelerimiz, inançlarımız ve değerler yargılarımız son derece belirleyici. Tüm bunlar zihinsel bir tema oluşturuyor. Zihinsel bir bakış oluyor bu. Diğer taraftan iyilik/kötülük doğuştan değildir. Bu, bağlı bir olgudur. Yani durumsaldır. Şartların gücü, oldukça güçlü bir olgudur. Bilmiyoruz ikna oldunuz mu ama uygun zihinsel koşullarda hepimiz birçok şey olabiliriz. Ölüm makinesi, koyun ya da iyilik meleği mesela… Güç sahiplerini zorbalık yapmakla eleştirenler, güç ellerine geçince daha hümanist oluyorlar mı? Güç, Allah tarafından farklı insanlara farklı zamanlarda verilen bir hediyedir. Aynı Zimbardo deneyinde gardiyanlara geçici olarak emanet edilen güç gibi. Gerçeği unutup kendini geçici gücün etkisine kaptıranlar bir gün Zimbardo deneyinden çıkıp utanan denekler gibi utanma duygusuyla karşılaşacaklardır. Para sahiplerine kapitalist eleştirisi yapanlar, paraya kavuşunca işçisine daha insani davranıyorlar mı? İktidarı eleştirenler, iktidara geçince daha insancıl oluyorlar mı?
Deneyler gösteriyor ki bu soruların cevabı genelde “Hayır.”
makalenin tamami icin http://www.paraanaliz.com/2017/yazarlar/ugur-bati/elinde-cekic-olan-her-seyi-civi-zanneder-10819/
kitlesel bir kurtulus yok kitleden kurtulus ta ..sadece kendinizi o da bilginizi ve farkindaliginizi arttirarak koruyabilirsiniz elinize cekic gectiginde her seyi civi olarak görmemek icin...
kutsal kitapta anlatilan , insanin halife atanmasiyla ilgili tanri ile melekler arasinda gecen tartismayi animsayin..tanri ayrintilarla ilgilenmiyor..
ne diyordu büyük filozof candide adli eserinde : padisah misira donanmayi sefere gönderirken gemilerdeki farelere ne olacagini dert etmez(aslinda gemilerdeki askerlere de ne olacagini dert etmez zafer kazanildi mi bedelin önemi yoktur)....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder