Fanny ve Alexander filminin en carpici sahnesi olan Ismail ile Alexanderin Ismailin kilit altinda kaldigi odasinda gecen sahne sinema tarihinin en carpici sahneleri arasinda ilk uce girer. Sadece bu sahne bile bir kitap konusu hatta bir hayat. Tabi bu sahnenin öncesindeki Aaron ve Alexander arasindaki sahnelerle birlikte izlenip degerlendirilmeli. Kayip otobandaki Mystery man in diskoya gelip " beni ara su anda senin evindeyim" dedigi sahneden sonra ki en carpici sinema sahnesi bence. Yani ne desem kifayetsiz.
Aaron: Duyuyor musun kardesim Ismail uyanmis sarki söylüyor ?
Zavalli Ismail ! Insanoglu onun tahammul sinirlarini asiyor.Bazan cok öfkeli olur o vakitler tehlikelidir.
Alexander: Bütün gece ayakta oldugunu söyledin ama ben seni uyurken gördüm.
Aaron: Izahi olmayan bir sürü tuhaf sey vardir.Az biraz sihirle ilgilenirsen bunun farkina varirsin.
..........................
Aaron: Isak Amcam etrafimizin kat kat farkli gercekliklerle cevrili oldugunu söylüyor.Sürü sürü hayaletler,cinler,periler,ruhlar,hortlaklar,melekler ve seytanlar varmis.Kücücük bir cakil tasinin bile kendi cani vardir diyor. Her sey Tanridir veya Tanrinin bir düsüncesidir.Sadece iyi seyler degil en zalimce seyler bile. Sen ne dusunuyorsun ?
Alexander: Eger Tanri varsa O boktan biri.O`nun kicini tekmelemek isterdim.
Aaron: Cok ilginc bir teori.Saglam gerekcelerin olmali.
Ismailin kahvaltisisni verelim mi ?
Ismail kahvaltini getirdim.
Günaydin Ismail. BU Alexander Ekhdal bir arkadas.
Ismail: Bizi yalniz birak Aaron. Merak etme onu yemem istahimi kabartsa bile.Yarim saat sonra geri geleblirsin. Git simdi Aaron.
Aaron : Isak amca ..
Ismail: Isak amca yasli kecinin teki. Alexanderìn ziyaretini bilmesinin luzumu yok. Git simdi.
Ismail: Adim Ismail ama bunu zaten biliyorsun. " Ve o vahsi bir adam olacak her adamin üzerinde onun eli ve her adamin da eli onun üzerinde olacak "
Tehlikeli olarak görülüyorum o yüzden kilit altinda tutuluyorum.
Alexander: Hangi bakimdan tehlikeli ?
Ismail: Suraya adini yaz.Kalemin mürekkebi oldukca kuru ama gene de isini görür.
Iste Alexander Ekhdal simdi yazdigini oku.
Alexander: "Ismail Retzinsky" diye yaziyor.
Ismail: Belki boyutsuz manada ayni kisiyizdir.Belki de birbirimizin icinden akip gidiyoruzdur.Boyutsuzca ve ihtisamla birbirimizin icinden akiyoruzdur.
Böylesine olmadik düsüncelere katlanabiliyorsun. Yaninda olmak neredeyse bir eziyet ama yine de cezbedici.Neden biliyor musun ?
Alexander: Bilmek istedigimi sanmiyorum.
Ismail: Sevmedigin birisinin kuklasini yapip üzerine igne batirmayi duymus muydun ?
Kötülük yapabilmek icin o kadar olanak varken bu oldukca siradan bir metot.Sen kücük tuhaf birisin Alexander.
Aklini kemiren düsüncelrin sözünü etmeyeceksin .
Bir adamin ölümünü düsünüyorsun..
Ismail : Dur biraz..Kimi düsündügünü biliyorum.Kirlasmis saclariyla uzun boylu kumral bir adam.
Yaniliyorsam söyle
Berrak mavi gözleri ve cocuksu bir yüzü var.
Yaniliyorsam söyle.
Su an uykuda ve rüyasinda minberde diz cöküyor.Minberin üzerinde carmiha gerili Isa duruyor. Rüyasinda ayaga kalkip haykiriyor. " Tanrim Tanrim beni neden terkettin "
Cevap yok.
Alexander: Böyle konusma.
Ismail: Konusan ben degilim. Sensin. Buna süphen kalmayacak.
Su an o derin uykularda ve kabuslar basina musallat olmus. Ban ellerini ver Alexander. Bu aslinda gerekli degil ama daha güvenli.
Kapilar ardina kadar aciliyor bir ciglik evin dört bir yaninda yankilaniyor.
Alexander: Duymak istemiyorum.
Ismail: Artik cok gec.Gidecegin bir tek yol var ve ben de yanindayim. Kendi bedenimden cikip sana dahil oluyorum.
Korkma ! Seninleyim.
Saat sabahin besi ve günes henüz dogmus.Kapilar ardina kadar acik.
Hayir hayir bekle !? Ilkin korkunc bir ciglik evin icinde yankilaniyor.Yanan sekilsiz bir beden bir o yana bir bu yana savruluyor.Cigliklar atiyor.
Alexander : Istemiyorum. Birak gideyim birak gideyim..
Ve Bergmanìn bu basyapiti asagidaki sahne ile bitiyor..August Strindberger'in "bir hayal oyunu " isimli eserinin su cümleleriyle: her sey olabilir her sey mümkün ve olasi zaman ve mekan yok aslinda gercekligin naif bir bir tezgahinda hayaller sekilleniyor yeni yeni motiflerle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder