11 Ağu 2016

FETHULLAH ÜRETEN BATAKLIĞI İLAHİYATÇILAR TARTIŞSIN ?! (OLMAYACAK DUAYA AMİN DEMEK )

'' Diyeceksiniz ki oralarda şekilci bir din anlayışı var, kadercilik var, bizimkinden çok farklı bir zihniyet geleneği var. Emin misiniz diye soracağım ben de size.
“Mahşer günü sorgusuz sualsiz cennete girecek tek cemaat” olduklarına inanan bir grup toplumdaki din anlayışı müsaade etmese ortaya çıkabilir miydi?
“Cennetimi feda ederim hocaefendim için” diyen şakirtler, “icabında ahiretimi yakarım” diyebilen ruh haline ve itikada sahip “okumuş çocuklar” nasıl ortaya çıktı?
Gülen’in istediği an Peygamberimizle yakaza halinde görüştüğüne inanan yüzbinlerce insan hangi iklimde yetişti?
Bu sorulara cesaretle cevap verebilmemiz lazım. Diyanet, evet, FETÖ’nün “İslam dışı” olduğunu açıkladı. İsabetli ve cesur bir açıklama. Din adına sahte kanıt üretip iftirayla masum insanların hayatını söndüren, din adına kasetle şantaj yapan, din adına sınav sorularını çalan, din adına sivilleri bombalayan yaratık sürüsüyle aynı dinden olmayı kim kabul eder ki?
Ancak, buna rağmen, İslam’ın özüne aykırı bir yapının geçmişte toplumun küçümsenemeyecek bir kısmında İslam adına kabul görebilmesi yalnızca cehaletten değil, esasen o toplumun İslam anlayışında problem olmasındandır diye düşünmek durumundayız.'' (İbrahim Kiras'ın KARAR' daki bugünkü makalesinden bir bölüm)
'' Fetullahçı Terör Örgütü’nde yer alan militanlar, Gülen’in öğretisini dinin kutsal kitabı, kendisini peygamberi ve ilahı haline nasıl getirebiliyorlar? Yaptıklarının, söylediklerinin hiçbirini nasıl olur da hiç sorgulamaz; kendisini bütün dünyaya hükmeden, yanılmaz, yanlış yapmaz masum bir kâinat imamı olarak kabul ederler?
Bu soruların cevabı Gülen örgütü içinde yetişen insan tipinde gizlidir. Gülen örgütü, tavlamak istediği bir insana hayatında görmediği sıcak ilgiyi, sevgiyi, sevecenliği göstererek; ona hak etmediği değeri vererek, gerektiğinde hediyelere boğarak duygu dünyasına hükmeder ve onu zamanla kendi sarmalına alır. Örgüte entegre ettikten sonra endoktrinasyon süreci devreye girer. Endoktrinasyon, insanın “ben” duygusunu yok etmekle başlar. Kişinin benliği, kişiliği, şahsiyeti “ene” söylemi üzerinden şeytanlaştırılarak yok edilir; onun yerine Gülen’in ve örgütünün kabarık beni yerleşir. Endoktrinasyon süreci tamamlandığında örgüte giren insan sadece kişiliğini kaybetmez; aynı zamanda düşünme ve sorgulama yetisini, beraberinde de adalet, acıma, merhamet ve şefkat duygusunu, hatta ahlaki duyarlılığını da yitirir. Artık tek varlık nedeni örgüte hizmettir. Hizmetin üç ayağı vardır: Örgüt için durmadan çalışmak, ona maddi kaynak temin etmek ve aynı zamanda bir istihbarat elemanı gibi örgüte başkası veya olup biten hakkında bilgi taşımak. 
Gülen örgütüne mensup mankurtlar Aymatov’un mankurtu gibi sade, yalın, düz, tek kişilikli robotik insanlar değildir. Aksine çok kişilikli, çok suretli oynak bir yapıdadırlar.En az iki tane yüzleri vardır. Birisi herkese sahte gülücükler atan, gülümseyen, her kılıfa girebilen “görünür” kişiliktir. Diğeri ise çoğu zaman “ötekine” karşı nefret ve öfkeyle dolu, gerektiğinde canavarlaşan, ölüm makinesine dönüşebilen, “abilerin” dümen suyunda ağdaki balık gibi çırpınan, bin bir çeşit fücur ve fesatla dolu “gizli” kişiliktir. Bu gizli kişilik, içinde birden fazla Haşhaşi hançeri barındırır. “Yukarı”dan emir aldığında, alır bu hançeri, kol kola gezdiği, birlikte yiyip içtiği, uzun süre beraber yaşadığı, gözünün içine baktığı, yüzüne güldüğü adamın yüreğine saplar. Tıpkı amirlerinin kafasına silah dayayan yaverler gibi…
Kısaca, Fetullahçı Terör Örgütü’ne mensup, ona tam tamına teslim olmuş bir mankurt, insanı her an satmaya hazır kaypak, ilkesiz, kişiliksiz ve omurgasız bir karaktere sahiptir. Ona asla güvenilmez. Gösterdiği sıcak ilgi ve güler yüzün arkasında bin bir hile, fesat ve fücur saklıdır. Dış dünyasında güler yüz gösterirken, iç dünyasında düşündüğü tek şey muhatabını tavlayıp örgütüne kazandırmak veya farklı yollardan ondan yararlanmaktır. Gösterdiği gülen yüze güvenip dayandığında bir köpük tabakasına yaslanmış gibi yere yığılıverir insan.'' Karar Gazetesi, Prof.Dr.Ömer Çaha, Gülen'in mankurtları nasıl azgın kurtlara dönüştü adlı makalesinden bir bölüm.. 
Photo published for Was Vincent van Gogh Murdered?
Ömrünün yıllarını buralarda ve çarpık din anlayışı içinde heba etmiş biri olarak sabaha kadar anlatsam bitmeyecek  dolmuşluğum var...Geçen bir arkadaşın 15 Temmuzdan sonra dediği gibi '' oturdum ağladım''.
Bu ülkedeki müslümanların oturup ağlaması lazım bence ilk eylem olarak.. Sonrada oturup Dücane Cündioğlu'nun BİE felsefe derslerini izlesinler..(okumak yakışmaz ya bize youtube ta var hazır)...Toplam 20 ders...
Birisi diyordu ya Dücane Cündioğlu'nun ilahiyat fakültesinde işi ne ??? 
Aldın mı cevabını ahmak herif !!!

1 yorum: