
Bu mimari sistem bizi apartmanlara hatta yüksek yüksek gökdelenlere hapsediyor.Hapsediyor kelimesini metafor olarak kullanmıyorum gerçekten hapsediyor. Çocuklar için ise tam bir tımarhane. Bu apartman çocuklarında her türlü psikolojik arıza oluşması çok muhtemel. Çocuk dediğin oyun oynar (bilgisayar oyunu değil ama) ve alana ihtiyaç duyar. Alan yok,oyun arkadaşı yok tek seçenek anaokulları.
Tarım toplumunda yani şehirleşmeden önce sahip olduğumuz hem de bedava sahip olduğumuz her şey için şimdi para ödemek zorundayız ve bunun için de daha çok kazanmak. Bu tam bir kısırdöngü. Ağa ile marabası arasındaki fıkra gibi ,biz bu kadar boku niye yedik.
Peki ne yapmalı ? Valla en kökten çözüm şehirlerimiz ve evlerimizi yeniden tasarlamak lakin bu pek uzak bir ihtimal. O halde bireysel çözümler üretmek zorundayız.
O yüzden bu işi dert edinen arkadaşlarla ortak yaşam alanları oluşturmak tek çözüm. Yani arsası,bakkalı kasabı olan (markete asla izin verilmemeli) çocukların rahatça sokağa çıkıp oyun oynayabileceği bildiğin eski köyler gibi yaşam alanları oluşturmak.Evler tabiki büyük ve bahçeli olacak. Aileler çekirdek değil ayçiçeği olacak.Aslında tam bir salaklık seli içindeyiz,kapıldık gidiyoruz.
Evet daha öncede yazdığım gibi apartmanda oturan çocuklar bile yuva deyince kendi apartmanlarının resmini yapmıyor ev çizin denilince bacası tüten ve bahçede anne baba birlikte oynayan resimler çiziliyor ve evin içinde bir annane.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder