28 May 2014

MİRAÇ(merdiven)

Miraç kandili geçti biz yazıyı yazmayı unuttuk. Uzun uzun yazmayı sevmediğimden tez konusu olabilecek konuları kendi kudretimce bir sayfalık bir metinde anlatmaya gayret ediyorum.O yüzden miraç gibi bir konuyu uzun uzadıya yazmam söz konusu değil bu blog açısından.

İsra suresi ilk ayeti bize miraç olayını anlatan tek ayet. Sürenin ismi zaten bu ayetten geliyor. Ben semantik bir kısa tahlil yapmak istiyorum.

Ayet öncelikle bizim ezberimizin tersine miraç kelimesini değil isra kelimesini kullanır. İsrada "gece yürüyüşü" demektir. Mescidi Haramdan, Mescidi Aksaya geceleyin kulunu yürüten rabbini tesbih et diye başlayan tasvir bize olayın gece olduğunu ve kulun Mescidi Haram'dan Mescid-i Aksa'ya yürütüldüğünü açık ve net olarak ifade ediyor. Mescid-i Aksa Kudüs'teki mabet olarak kabul ediliyor. Halbuki o tarihte bugünkü Mescid-i Aksa fiilen yoktu. Bazı rivayetler bu ayetteki aksa mescidinin Mekke yakınlarında bir yer olduğunu anlatıyor. Salih Parlak ise Mescid-i Aksa'nın yeryüzünde olan mescid değil gök katlarında olan bir mescid olduğunu söylüyor. 

Ayet "abd" kelimesini kullanıyor. "Abd" kelimesi arapçada cins ifade etmeyen nötr bir kelimedir. Kelime anlamı da köledir. 

Yüce Yaratıcı seçtiği ifade ile aslında olayı açıklamış oluyor bence. Zira "abd" kelimesinin kök anlamında bir zorunluluk vardır. Söylenene koşulsuz itaat. Bizim miraç hadisesi olarak anlattığımız olayda Yüce Yaratıcı , resul yerine "abd" kelimesini kullanarak ,peygamberin bilinç halinde olmayan bir durumda bu olaya maruz kaldığını anlatmış olmaktadır. Peygamberin iradesine bırakılmış bir durum söz konusu değil. Peygamber maruz kalıyor bizim anlayamayacağımız bir "abd" boyutunda. Benim görüşüme göre peygamber o anda ne ölü ne diri,ne erkek ne dişi ve zamanda ve mekanda donma ve sıçrama anında saf bir enerjetik beden olarak temaşa etti bu olayı. 

Namaz müminin miracıdır beyanından hareketle bu olaya benzer(benzer diyorum ha ) bir yükselme durumunu hepimizin yaşamasının mümkün olduğunu düşünüyorum hatta yaşamalıdır da. (ben bir akşam vakti uyku uyanıklık arası uzayda böyle bir seyahat yapmış idim hatta güneşin bile içinden geçmiştim). 

O yüzden "abd" boyutunda gerçekleşen bir olayda sonradan hadis kitaplarına geçmiş olan "beş vakit namaz emri,bakara süresinin son iki ayeti(amenerresülü diye bilinen) nin vahyi " ile ilgili rivayetleri biraz sağlıksız buluyorum açıkçası(çünkü vahyin muhatabı resuldür,abd değil). Rivayete bu kadar teslim olmamak lazım. Zira , İsra hadisesinden önce nazil olduğu kesin olan Ta Ha 130 beş vakit namazı  zaten emretmekteydi.Öte yandan Bakara Süresinin tamamının Medine devrinde nazil olduğu düşünülürse (hoş bunlarda rivayet ama dayanaksız değil) İsra olayının Miraç olayına dönüşmesi ve bugünkü halini alması çook sonralardır. (daha öncede yazdığım gibi sonraki nesiller malesef sizin peygamber uçar da bizimki uçmaz mı (teşbihte hata olmaz) bilinçaltı yönlendirmesiyle bu olay çığrından çıkarılmıştır).

Sözün özü ,İsra hadisesinde peygamberin yaşadığı rivayet edilen olayları anlatıp anlatıp kandiller kutlayacağımıza kendi miracımızı nasıl gerçekleştirebiliriz diye kafa yorsak daha uygun bir iş yapmış oluruz diye düşünüyorum. 

En doğrusunu Allah bilir..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder