Adamın biri Abdülaziz Bayındır'ı arar ve sorar: Hocam Allah benim kiminle evleneceğimi bilir mi?
Cevap: Hayır bilmez .
Adam bunu kaydeder ve internete koyar ve kıyamet kopar. Birilerini zındık ve kafir diye itham etmeye bayılan bizler hemen yaftay yapıştırıp hükmü veriyoruz. Vay efendim Allah nasıl bilmez.
Düşüncem şu ki bu soruyu soran ibneler yüzünden din algısı acayibülgaraib oldu.
Ya senin evleneceğin kadını Allah bilse ne bilmese ne ? Neyi çözdün yani. Ne luzumsuz bir soru. Hiçbir derde derman hiç bir yaraya merhem olmaz bir soru.
Benim ibne bir arkadaşım var (cinsel tercihi öyle yani süleymancıların kurslarına da gittiği için bir allah korkusu da içe işlemiş) o öyle derdi; Allah beni böyle yaratmış kardeşim ben ne yapayım. Ben kadınlardan hoşlanmıyorum. Mesela Allah'ın benim arkadaşımın ibne olmasıyla bir ilgisi var mıdır?
Millet gelmiş böyle kıl tüy bir kıymeti olmayan abuk subuk sorular sormuşlar bizim ulema da üşenmemiş cevap vermiş sonra da mezhep olmuş filan yani.
Ben olsam bu soruya cevap falan vermezdim ; oğlum bak git Allahından bul derdim.
Mesela şöyle bir soru vardır ve çok tartışılır hala; hıristiyan veya yahudi olarak ölen birisi cennete girebilir mi? Bir hoca girebilir dedi.
Sana ne? Evet sana ne ? Yer mi kalmayacak sana girerlerse. Sen işine bak kendin cennete gitmeye bak. Sana ne kimin gidip gitmeyeceğinden üstüne vazife mi bir de yani? Sen misin cennetin sahibi de kimin girip girmeyeceğiyle ilgileniyorsun ?
Kıyamet ne zaman kopacak mesela ? Yarın kopacak ne yapacan ona göre namaza mı başlayacaksın ?
Böyle aptal aptal sorular.
Bir de başımıza gelen her kötü şey Allah'tan iyi şeyler kendimizden. Bir de böyle bir sapıklık var. Oysa Allah tam aksini beyan ediyor.
Hocaya sorarak dini yaşama kolaycılığı. Yarım akıllı insanlar işte.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder