5 Nis 2012

4+4+4 YA DA YARRAĞA YAN BASTIN


"Çocuklar, yaklaşık 190 yıl önce Prusya’da ulusu inşa edecek kurbanlar olarak seçildiler ve okullara kapatıldılar. Prusya’dan tüm dünyaya yayılan “zorunlu eğitim”in hapishaneleri milyarlarca insanı benzer süreçlerden geçirerek ıslah etti ve etmeye devam ediyor. Bir özgürleşme eylemi olması gereken eğitim, düşüncelerimizi ders kitaplarına ve birilerinin direktiflerine, bedenlerimizi sınıfların, okulların içine, sıraların arkasına hapsederek, sistemin talimatlarına göre yaşayan ve düşünen insanlar yarattı. Okullar öylesine benimsendiler, asıl işlevleri öylesine ört bas edildi ki, tüm aileler çocuklarının bu hapishanelerin gönüllü tutukluları olmaları için her yolu dener oldular. Ailelerin isteksiz olduğu durumlarda ise devlet üstüne düşeni yaptı.

Bu kitap, 190 yılı geride bırakan zorunlu kitle eğitimine karşı alternatifler yaratmanın çabasında olan kişilerin deneyim ve düşüncelerinden oluşmuştur. Her bir makale, eğitimin yeniden bir özgürleşme eylemine dönüşmesi için neler yapılabileceğine ve zorunlu kitle eğitimine neden karşı çıkılması gerektiğine dair önemli ipuçları sunarken aile, otorite, devlet, eğitim, öğrenme, öğretmen, okul kavramlarını da farklı bir boyutta tartışmaya açıyor… ve ekliyor: Unutmamalıyız ki çocuk yetiştirme tarzımız her şeyden önce politik bir faaliyettir…”

Yukarıdaki satırlar Matt Hern'ün Hayatımızı Okulsuzlaştırmak isimli kitabının arka yüzünde yazıyor.(kitap kalkedon yayınlarından çıktı ara bilgi olarak vereyim)(Dr.İkram Çınar'ın Biz Nasıl Mankutlaştırıldık adlı kitabını da not düşeyim)

Ben basitçe şunu söyleyeceğim işin felsefesi teorisi şusu busu bir yana,kardeşim ben bu ülkede 76-81 yılları arasında ilkokulu köyümde,81-88 arasında ortaokul ve liseyi Biga'da 88-2005 yılları arasında İstanbulda üniversiteyi okumuş biriyim. Bu okul denen tımarhanelerde yaklaşık 20 sene dirsek çürüttüm. Sonunda bana cafcaflı bir diploma verip avukat oldun dediler. Hatırladığım şu lise 1 deyim ve ben okuldan iğreniyorum. Seçeneğim olsaydı o yıllarda okulun kapısından bile girmezdim. Kitaplara ve okumaya aşık ben,o yıl itibariyle kitaptan ve okumaktan nefret eder hale gelmiştim.(Ki ben takdirname ve teşekkürname alan bir öğrenciydim).O kadar bezmişim ki bile bile sınavlardan 1 alıyordum. Lanet olası lise biterken kendimce protesto eylemi olarak kravatı kafama bağlayıp bütün gün öyle dolaşmıştım.(Ne protesto ama peh)

30 yaşın üstündekiler hatırlar ilkokulda simsiyah önlükler giyerdik. Düşünsenize yemyeşil bir doğada yaşıyoruz her taraf cıvıl cıvıl ve biz karafatmalar gibi simsiyah okula gidiyoruz (o önlüğü bize yıllarca giydirenlerin kafasına sıkasım geliyor). Yakamızda dalga geçer gibi beyaz önlükler. Okul biter bitmez özellikle bahar aylarında siyah önlükler okulun kapısından çıkınca bir çırpıda sıyrılır ve çantalara tıkılırdı. 0-6 yaş travmasından yeni çıkmış bebeleri simsiyah giydirip okullara tıkmak nasıl bir akıldır ve ne tür bir gelecek hayal ediyorlardı acaba bizim için.

İlkokul resmen nazi kampıydı. Öğretmen tek otorite ve tartışılmaz bir iradeydi. Öğretmen okula gelirken kapıya tek sıra dizilir ve hazırolda onu selamlardık. Herhangi bir öğrenciyi yanına çağırdığı zaman o öğrenci öğretmenin huzurunda hazırolda dururdu. Dayak gırlaydı. Evde dayak okulda dayak anlayacağınız. Sopa,cetvel,tokat,çimdik,saç çekme dayak çeşitlerimizdi. Summerhill okullarının kurucusu üstat Neill'in dediği gibi bu kadar baskıcı bir eğitimdem geçen insanlar nasıl oluyorda bu kadar az suç işliyorlar buna şaşmak gerekir asıl. Psiko-seksüel açıdan çok travmatik nesilleriz belki de bu yüzden trafikte kendimizden geçiyoruz ve bastırılmış bütün duygularımız fışkırıveriyor. Düşünüyorum da benim şu anda şu satırları mutlu bir şekilde normal kalabilmiş biri olarak yazabiliyor olmam acayip bişey.(ne kadar normaliz ??? o da ayrı tabi)

Bu eğitim mi şimdi soruyorum size ? Ben çocuğumu böyle bir tımarhaneye göndermek ister miyim ? (şimdi okullar artık böyle değil mi diyeceksiniz bir daha düşünün derim) Oyun oynamaktan başka bir amacı olmayan ve doğaları gereği oyun oynamaları gereken küçücük çocukları eğitim adı altında duvarların içine hapsetmek eğitim mi amına koyim.?!

Devlet zorla elimizden almak istiyor çocuklarımızı direneceğimize biz mankutlaşmış ebeveynler özellikle duvarları en yüksek ve kalın olan adı cafcaflı bazı okulların önünde çocuklarımzı içeri sokabilmek için birbirimizi eziyoruz.(beyin amcıklaması geçirmişsiniz topunuz beyninizde kıl dönmüş eğitim putuna kurban veriyorsunuz çocuklarınızı)

Fenikeliler doğan ilk erkek çocuklarını tanrı Baal için kurban ederlerdi.Zalimce mi geldi size evet zalimce şüphesiz. Ya bizim yaptığımız çok mu demokratik ve insanca.

Eğitim dediğin şudur;bir yerde ders verilir sen de o dersi talep edersin ve derse girersin.

Zorunlu eğitim mi olur mına koduğumun. Zorla hiçbişeey olmaz. İnsanlık ve güzellik hiç olmaz.

Uyansana ey insan...Nereye gidiyorsun..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder