"bu dünyada insanların korktuğu tek şey
öğrenmekti. Acıyı,susuzluğu,açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların
uykularını kaçırıyor,bu yüzden daha rahat döşeklere,daha leziz
yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı.dünyaya olan
kayıtsızlıkları bazan o kerteye varıyordu ki,kendilerine altın ve
gümüşten,zevk ve safadan,lezzet ve şehvetten bir alem kurup,keder ve
ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardı. Oysa Uzun
İhsan Efendi,dünya'nın şahidi olmanın gerçek bir ibadet olduğunu sık
sık söylerdi. Her insan şu ya da bu şekilde dünyayı okumalıydı. KUR'AN ın
kendisi peygamberin dünyayı nasıl okuduğuna bir örnekti ve onun
ardında giden herkes,dünyayı onun gibi okuyup şahadetlerini yazmalı ve
bunları başkalarına aktarmalıydı. Dünyaya şahit olmanın yolu ise
maceranın kendisinden başka bir şey değildi. Yaşanılanlar,görülenler ve
öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun,macera insanoğlu için büyük bir
nimetti. Çünkü dünyadaki en büyük mutluluk,bu dünya nın şahidi
olmaktı."


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder