Tr'de disiplin, sadece, modernleşmeye rağmen gücünü yitirmeyen ailede ve
akrabalık çevresinde var.
Ekonomik ve kamusal alanlarsa birer serbestlik alanı. Sosyal normun
hukuk normuna önceliği de güçlü toplum/güçsüz devlet modeline işaret
ediyor veya ikili bir iktidar yapısı var.
Serbest derken özgür demiyorum. Kural dışı. Ama kuralsız bir düzen yani
habitus var. Sürücülerin yaya geçitlerinde yayalara yol
vermeyişlerindeki gibi, bu düzen çok kez, sert.
Habitus, tam
modernleşmemiş ülkelerde, davranışların yönlendirilmesinde yazılı
kurallardan daha etkili.
Ağ biçimdeki toplumsal yapıda iktidarın aşırı parçalanması, devletin
sokaktaki, iş yerindeki veya gündelik hayatı eşgüdümleyememesi (mesela
ruhsatsız binalar, kadın tarım işçilerinin neredeyse tamamının kayıt
dışılığı) ve daha bir çok sebeple genelleşmiş bir disiplin oluşmadı.Sadece genelleşmiş bir disiplin değil genelleşmiş bir suçluluk duygusu
da (sistemi) oluşmadı. Zaman kontrolü olan (vaad edebilen), az çok
ayrışmış ve özdenetimli biri yani özne pek kurulamadı. Aktüel sosyal
bağlam insanların davranışlarını yönlendirmelerinde çok etkili oluyor.Bunların sonucunda, bağımsız işleyen bir üstbenin yükünü taşımayan ego,
aktüel sosyal bağlam da buna müsaitse (sosyal medyadaki gibi serbestse),
manik tavırlar sergiliyor. Zafer sarhoşluğu yaşıyor. Önüne gelene
sataşıyor.
F. Guattari, gelişmiş toplumların, güçlerinin çoğunu, suçluluk sistemleri ile
normların içselleştirilmesine borçlu olduklarını belirtiyor.
Tr'de bu konudaki hakim algı tersi gibi görünüyor.
Guattari'nin solculuğundan şüphe etmenin zor olduğunu gereksiz bir dip not olarak düşeyim.Félix Guattari, Soft Subversions, Sylvère Lotringer (ed.), David L. Sweet, Chet Wiener
(trans.), Semiotext(e), New York, 1996
Guattari'ye göre, bu toplumlar, aynı
zamanda, bireyselleşmiş ve Oedipal bir bilinçdışının baskın bir önem kazandığı
toplumlar.
Doç.Dr.Murat Önderman
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder