5 Kas 2015

BİR GÜLTEN AKIN YAŞADI BU ÜLKEDE

İLKYAZ

Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya

Kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar
Evler çocuklar mezarlar çizerek dünyaya
Yitenler olduğu görülüyor bir türküyü açtılar mı
Bakıp  kapatıyorlar
Geceye giriyor türküler ve ince şeyler

"Memelerinde biraz irin, biraz balık ve biraz gözyaşı
Bir dev oluyorsun deniz deniz deniz
sisin dere ağızlarından sokulup akşamları
Fındıklarımızı basıyor
Neyleriz kararan tomurcukları
Çocuklarımıza yalvarıyoruz: Aç durun biraz
Tecimenlere yalvarıyoruz:
Bir "Hotel" bir gizli evlenme az çiziniz
Bir banka az çiziniz bir yalvarma
Bizden size ve sizden dışardakilere

Karılarımızı yolluyoruz tırnaklarını kesmeye ve demeye
-Evet efendim-
Çocuklarımızı yolluyoruz dilenmeye
Bizler gidiyoruz yatağımız tanrıya emanet
Yazların motorlu çingeneleri

Ah, kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya

Baba evleri, ilk kez girilen ırmağa dönüş
Toprağa tutku, kendinden dolayı
Kulaklarımızı tıkıyoruz: Para para para
Kulaklarımızı açıyoruz: Kavga kavga kavga
Sorar belki biri: Kavga ama neden kavga
Komşumuza sonsuz balta, karımıza yumruklar içinde
-Bilmiyoruz neden kavga.


Sonra kasabanın cezaevinde
Silgimizi göz önüne yerleştiriyoruz
Günlerimiz iterek genişletiyoruz
Yer açıyoruz karılarımızı düşünmeye
Bizsiz geçen menevşeyi düşünmeye

Durup ince şeyleri anlatmaya
Kimselerin vakti olmasa da
Okulların kadın öğretmencikleri
Tatil günlerini çoğaltsalar da
Kutsal nemiz varsa onun adına
Gözlerimiz için bağlar dokusalar da
Birikimler ve çizgiler gitgide gitgide
Açmaya ilkyaz çiçekleri

Bir gün birileri öte geçelerden
Islık çalar yanıt veririz


KİMSE

itip beni
balıma dadanan bu çağı sevmedim

SEVDA KALICIDIR

Kayboldum
Bir köpeğin bir çocuğu beklediği gibi
Hasretle kamaşık yüreği

Kayboldum
Bağırırlar, seslerinin yankısı
Dönemez bir türlü

Kayboldum
Çevrilir sayılar sonuncuya değin
Ansımaz sonuncu kaçtı, biter telefon

Kayboldum
Herkesin adı okunur, düşmüştür onunki

Kayboldum
Yıllarca beraber uyumak uyanmak
Suya ve ekmeğe uzanmak birlikte
Tartışmak, küsüşmek, sevişmek
Ama sevda nerde sevda nerde

Kayboldum
Kimlere hüzündü kimlere nostalji
Kimler tutkun idi kimler unuttu

Siz hepiniz ölüleri ve mezarları seversiniz
Çoğa sürmez bir gün ben de beklerim
 'hayatın insanda anlam bulan gölgesidir şair ve onun dudaklarına muhtaçtır tüm aşklar'
Soluduğumuz havaya en çok benzeyen ve en çok karışan şairler ve şiirlerdir. Farkında olmadan , düşünmeden , yokluğundan korkmadan hepimizin hayatına bulaşır , 17 yaşımızın sevgiliye yazılan mısrasındaki umut olur, annemizin cenazesinde ağıt olur yüreğimize sarılır, kavgamızda marş olur yollara döşenir satır satır, boğazımızda durup duran ne olduğunu anlayamadığın sesin doğumhanesidir şiir. Şairler bizden uzakta yaşarlar oysa kelimeleri yatak odalarımızda bile yalnız bırakmaz bizi. Şiir ,işine yarayana aittir demişti Neruda , hepimiz şairlerin mirasyedisiyiz.
''tek mümkünüm sensin'' mısrası kaç milyonumuzun heybesindedir harcaya harcaya bitirememişizdir Gülten Akın'ın. 
Şairin ölümü bir mevttir,ölen sadece candır asla bir vefat değildir çünkü kelimeleri ile aramızda yaşamaya devam ederler. 
''Ah,kimsenin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya'' mısrasında dediği gibi Gülten Akın'ın ,ince şeyleri anlatmak içindir şiir ve şairler. 
İnce şeyleri olsa keşke anlamaya vaktimizin olmadığı ...
Bir Gülten Akın yaşadı demek geliyor içimden ölü bedeni cuma namazından sonra Kocatepe camiinden uğurlanacak. Şairler ölmez biz yaşayan ölüler içindir ölüm...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder