2 Oca 2013

İNSAN NASIL YAŞIYORSA ODUR AZİZİM

Bugün Habertürk Gazetesinin manşete taşıdığı Necip Fazıl tarafından Menderes'e yazılan mektuplar(ve dahi pekçok şair ve yazarımızın)haberi ve bu haber etrafında şekillenen tartışmalarda "sen adama değil eserine bak " yollu ifadeler üzerine ben dahi birkaç kelam edeyim dedim. Ben biyografi okumaya bayılırım. Özellikle şair ve yazar biyografisi. Benim görüşüm şudur; şahsın hayat hikayesi yazdığı hikayelerden önemlidir. Ben Nietzsche'nin kitaplarından daha çok kadınlarla olan ilişkilerindeki sancılarını ve delirmesini önemserim. Rimbaud'nun şiirlerine nazaran hayat hikayesi daha muhteşemdir. Kant'ın felsefesinden çok arkadaşının karısını ayartmaya çalışması benim ilgimi çeker. Ben eseri değil müellifi önemserim. Pearl Jam'in bir konserinde bilet fiyatını 1$ olarak sabitlemesi Tremor Christ kadar mühimdir benim için. Ben Pearl Jam'i bu yüzden severim. Stefan Zweig'ın intihar etmesi(talihsizliktir ve korkaklıktır ayrı) bence en büyük eseridir. Dostoyevsky'nin sarhoş babası ve hasta annesiyle olan ilişkisini ve bu durumun ruhunda yarattığı yaraları ve kumar bağımlılığını Karamozof Kardeşler'den önemli bulurum. İmam-ı Azam'ın fıkıh bilgisi ve fakihliğinden çok isyanı değerlidir. Cemil Meriç'in Journal'leri Bu Ülke'sinden kıymetlidir benim için. Balzac'ın parasızlıktan kurtulmak için yazması romanlarından daha öğreticidir. Sonunda zengin bir hatun bulur fakat ömrü vefa etmez sefa sürmeye. Ebu Zerr'in hayat hikayesi bence Kapital'den daha öğreticidir ve kendi romanını ve manifestosunu yaşayan biri olarak Das Kapital'den mühimdir. Bu uzar da uzar..Necip Fazıl'ın Menderes'ten para dilenmesi ve kumarbazlığı Çile'sini gölgeler benim nazarımda. Saygı duymadığım kişinin eserine de saygı duymam. Ben müzikten çok o müziği yapış gayeleri ve tutumları üzerine müzisyenleri ya da şarkıcıları dinlerim. Hayat tarzını tutmadığım adamın müziğini de dinlemem. O yüzden Nirvana'nın solisti Kurt Cobain'in " I hate my self and I want to die " dedikten sonra kafasını uçurması müziğine de saygı duymamı sağlar çünkü sahicidir. Yazdığı ile yaşadığı birbirine benzemeyen şahısların bana hakikat ve nasihat etmesi saçmadır. O yüzden ahlakçı Kant'ın arkadaşının karısını ayartması bütün felsefesini gözümde çöp haline getirir. Şahsiyetsiz hıyarın tekidir benim için. O yüzden ben evdeki Necip Fazıl külliyatını ve Saf Aklın Eleştirisi kitabını çöpe attım. İmam Gazali'nin külliyatını ve bilumum ilmihalleri atmam gibi. Evli olmayan evlilik danışmanları vardır ya..Bana sahici gelmez o yüzden bu kitaplar. Sevdiğim tek şair Rimbaud'ur. Evimde hiç roman yoktur. Falan filan yani. Ayşenur Arslan'ın sözüyle bitireyim "insan nasıl yaşıyorsa odur azizim"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder