NİSYAN VE İSYAN
Her direniş ve isyan kendini arayıştır. Kendisine sunulan dünyadan başka bir dünyada varolabilmek . Tanrıya da isyanımız bu yüzden. Kendi varlığımızı kanıtlamak ve bize sunulandan başka bir dünyayı varetmek için.
Yaratıcı ,isyan etmeyeninizin bir değeri yok diyor.
İSİM
''ete kemiğe büründüm Yunus diye göründüm''
Her şey kelime.Bu dünya hayal diyor Arabi. Yunus deyince Yunus Emreyi hatırlamamız neden? İsmimimizi görünür kılan ne?
Yunus ;anlamını bütünlemiş ve kendini tamamalamış diriler diyarından sesleniyor bize. Kendi anlamını arayan ölüleriz bu hayal dünyasında. Bunu anlayana kadar hepimiz ölüyüz. Gerçeklik sahnenin dışında. Bunu farkeden BİZİM YUNUS oluyor.
BİR FAHİŞE BAZEN EN BİLGEMİZDİR
Bir zamanlar gören bir kör memleket sathındaki ifadesiyle zamparalığa gider.Ereceğinden habersiz. Teşrik-i mesai sırasında bizim adam gidip gelirken uzun ince bir yolda,hatun kişi para saymaktadır. Canı sıkılır adamın ve niyaz eder,
''yahu bari zevk alıyormuş gibi yap''
Kadın,para sayma işini bir müddet erteler ve yarı şaşkın yarı alaycı hakikatı söyleyiverir.
'' sen beni .iktiğini mi sanıyorsun ki sen paranı .ikiyorsun.''
REMEMBER
İngiliz remember der unutulmaması gerekeni ifade ederken ''hatırla''. Hatırlamak hayattır.Hatırlayan kendini diriltir. Kendini ve tüm ulusunu. Biz ''unutma'' deriz ve unuturuz. Kendimizi geçmişimizi.
Kumsala sürüklenen deniz yıldızları gibi yığılıyoruz tarihe.
Me,ma ekiyle kurgulanmış bir dil bizi nasıl büyütür,barıştırır,hatırlatır ve diriltir. Dil bizim evimiz . Kelimeler yaratır yaşamı.Sözlerimiz kaderimiz.
''HATIRLA'' . sen insansın.
MASAL
Kaldırımda ki güvercinleri çağırdı ve beni bu şehrin masallarına götürün dedi.
Güvercinler ''masal nedir bilmiyoruz '' dediler.
Menekşe gözlerinde iki billur pınar kurudu.
''Kanatlarınız var ama'' dedi rüya gören bir sesle.
''Niye uçmuyorsunuz''
BEN
Kendi suretinden korkuyorsun çocuk,kendi gözlerinden ürküyorsun.Sana kendini anlattılar ve sen kendini deli aynasında rakseden cadı zannettin. Suda gördüğün dilber gözlerden korktun ömrünce.
O elmas sensin.Sana körlerin cam demesine aldırma.
Kendini bil
ANNE
Annemi hatırlamıyorum...
Anneler toplumların celladı.Göbek kordonlarını dolayıp boğuyorlar çocuklarını. Bırakmıyorlar büyüsünler.
Tanrı,cennette yaşayan Ademe ''şu ağacın meyvesine yaklaşma '' der. Yasak meyveyi yiyen Ademi cennetten atar , atar ki insan olsun.
Annelerin kucağı yasak meyvesi olmayan cennet.Hiç kovulmuyoruz ordan.Kovulmuyoruz ki insan olalım.
Tanrı bizi en aşağı yere(dünya) gönderdi ki hatırlayalım. O'ndan geldiğimizi.
Annemi hatırlıyorum dişlerken şeytanın memelerini.
ABES
Hangi takımı tutuyorsun? Kasıt malum üç istanbul takımı.Kazara Eskişehir desen '' iyi de üç büyüklerden kimi tutuyorsun '' diye devam eder soru. Üç seçeneğe sıkışmış bir ülke. Kurgulanmışın dışında bir varlık alanı algılamıyoruz. Başka bir seçenek olduğu aklımıza bile gelmiyor. Bu nasıl bir kıstırılmışlıktır ki zihinlerimiz felç olmuş.
Aynı adamları sırayla iktidara getirme ahmaklığı başka nasıl izah edilebilir?!
''Bu memleket adam olur mu '' sorusu bu yüzden saçmadır ve ayrıca korkunçtur. Soru kendi paradigmasını da dayatır. Bu soruyu sormak hamakattir.
Sorularımızı değiştirdiğimiz zaman kendimiz de değişiriz.
ŞUUR
Masal çocuklara anlatılır.Kıssa büyüklere. Kitap sayfalarca kıssa anlatır. Uykulu şuurlarımızla dinleriz hakikati. Yusuf kıssasının sonunda ''insanların çoğu inanmayacaklar'' der Kitap.
İnanmayanlar, uyuyan şuurlar.
BİLİM
Bilim Zeusun tahtına oturmuş Olempin zirvelerinden sesleniyor insanlığa. Mabedin inananları buyrukları dinliyor huşuyla. Ve buyuruyor:Hakikat benim.
TRAJEDİ
Her filozof kendi mefkuresinden bakıyor insanlığa.İzmlerin geçit resmi tarih.Her birinin bir reçetesi var. Oysa insan üzerinde felsefe yapılmayacak kadar basit bir varlık. Felsefe tanrı için yapılabilir.Yani varlık için. Oysa fani bedenler tefekkür etmez. Bir sürü gibi sahiplerinin ahırında mutlak huzur içindedir. Bir toplum ne kadar korkarsa o kadar barbarlaşır ve başında barbar ister. Koca bir ulusun bir adamın peşinden kendini imha etmesi felsefi değildir.
İnsan ancak trajedinin konusu olur.
KADIN
Erkek bir kadından uzağa gidemez. Bir kadından başka bir kadına kadardır yolu. Bu yolda ağlar,sever,baba olur,düşünür ve acı çeker. Bir anlam yoktur bütün bunlarda,anlamaz kadını. Hep yola odaklanmış başka şeylerle ilgilenir. Duyguları da sığdır bu yüzden . Ta ki bir bulut gibi düşene kadar kollarına bir kadının. Bütün ruhu değer toprak rengi dudaklarına kadının da o zaman anlar ölüler niçin yaşar. Ölüleriz ki ancak kadın rengi bir gökte hayat buluruz.
Bir erkek bir kadını sevebildiğinde ancak insan olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder